I
Kar kaplı yüce dağlar, adları Kaf
Güzellik diye bağlandığım taş toprakmış, bilmeliydim
Öyle ki; ne cennet ister beni, ne cehennem ateşi
İki elim yanımda, derin vadilere sıkıştım
İşkencesiz ızdırap çekilen yerdeyim; adı araf
II
Rakkasın bak ellerine
Yavan eğlenceler nasıl olur anlarsın
Beklediğin her an bir başkasını çağırır
Berabere kalınmaz çoğu savaşta
Sevdada da kural böyledir, ya düşersin ya kalırsın
III
Üstüm başım prangalar, günlerden Pazar
Crusoe'nun Cuma'sına kardeş gibiyim
Özgürleştirildiğim de oldu topsuz tüfeksiz
Kim bilir kaç işgal gördü yumruk kadar şu kızıl toprak
Hangi esarete sorsan beni, sözde özgür biriyim
IV
Tarih kitaplarının hepsinde yazmaz her doğru
Kaybedilenleri anlatmazlar fırsat bulup
Herkes kendince haklı, ne yapalım
Ölsek kimseye farketmez
Kalsak olur muyuz birinin umudu?
V
Nasıl serpilmiş evlatlar, bak hepsi nasıl gürbüz
Yeşeren kırlar gibi açlar sevmeye
Varsın oynamaktan kirlensin üstleri başları
Onları temizlemek kolay
Ne yaparız ya kirlenirse akılları?
VI
Ey gözleri benzeyen hazan mevsimine,
Belli ki hayransın her haline nebatatın
Peki neden hep demetler beklersin benden
İnan bana, o hep sevdiğin çiçekler
Dallarında nefes alırken çok daha güzeller
VII
Şairin sonu hep feragat etmekmiş
Diyar diyar toplamakmış sürgün artıklarını
Kader diyenlere inat seçermiş kendi yolunu
Aklındaki çınar gölgesinde can verirmiş birgün
Ve anca öldükten sonra biraraya toplanırmış yazdıkları
VIII
En akıl almaz zamanların mirasıdır gece
Karanlık bir örtü gizler ağlamaklı gözleri
Nerede bir masum düşse kalbinden vurulup yere
Geceyle yarenlik eder fütürsuzca
Anlatmaya gerek yoktur; çünkü çoğu kimse duymaz sözleri
IX
Zannetme ki uzun süre ayakta kalırım ben
Aklımın kaldığı yerde hep karanlık rüyalar
Dönüp de arkanı bakar mısın yalvarsam bir ara
Ben gibi naçara fayda etmez tiryaklar
Sar tekrar kollarınla; çoktandır üşüyorum zira
X
Uzun uzun çabaladım yürümeye, bilmem kaç gün oldu, bilmem kaç saat
Unuttuklarım da oldu elbet, yüzüstü bıraktıklarım da
Ama hiç ağlayamadım kendim için
Hep bir kaç damla gözyaşım kaldı kenarda kirpiklerime tutunan
Aldattığım da oldu kendi kendimi anlayamadığım da
XI
Rastlaşsak yine aylaklığın bir akşam üstü
Oturup bir iki lafın belini kırsak yeniden
Sen bıraksan eskilerini oldukları yerde
Ben zorlayıp açsam kilitlerini kalbimin
Uzun uzun konuşsa gözlerimiz bir o kadar derinden
XII
Eskiden açık kalmazdı bende pencereler
Bırak olduğu gibi kirli kalsın camları
Gerek yok silmesine kimsenin
Konu komşu dem vursun pisliğimden mühim değil
Velhasıl bir tek onlar olduğu gibi gösteriyor dünyayı
XIII
Fikriyatım çürümeden andım harfleri tek tek
Etle tırnağı ayırmadan tarttım kendimizi
Ne Leyla'dan bir eksiği vardı ne Şirin'den bir farkı güzelliğinin
Şimdi de bakalım yabancı baharların sürüp getirdiği
Adına hiç türkü yakıldı mı senin?
Kayıt Tarihi : 23.2.2009 01:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!