En olmadık zamanda beni güldürdün yine;
Güvere’nin neşesi, bizim Hanife Nine…
Eski köy evlerinde, avlunun köşesinde;
Tuvalet bulunurdu ağacın gölgesinde…
Hanife’nin torunu, Hilal altı yaşında;
Nine’yi ziyarete geldi bahar başında;
Minik kız, ürküyordu köyde müthiş doğadan;
Hele de avludaki zıplayan kurbağadan.
Hilal kız gidemezdi tek başına helâya;
Ninenin kurbağayla başı girdi belaya!
Nine hamur yoğurur, ellerine yapışmış;
Hilal zıplar yerinde, anlaşılan sıkışmış;
“Kızım kendin gitsene, ellerim hamurlu bak;
Cesaretini topla, olma bu kadar korkak!
Hem ben baktım avluya, yoktur kurbağa filan;
Olsa bile ne yazar; onu yemiştir yılan! ”
Halil GÜLŞEN
Halil GülşenKayıt Tarihi : 21.1.2011 20:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Olay, Mersin- Erdemli'nin Esenpınar(Güvere) Beldesinde yaşanmıştır. Ninemizin amacı, torununa teselli vermektir sadece...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!