Akılları karıştırmayan güneşe saklı sakin bir sabah başucumda
Unutması zor olan heyecanlı bir sıcaklık ki yatağımda
Yüzümde gölgelerden kurtulmuş bir günahın beyazlığıyla
Soruyorum sana…
İçimde kanatlanan bu soğuk sessizlik nedir?
Nedir bu dilimden akan, gidenlere ağlayan zehir
Anlamaz yer gök, anlatandan dinlemeyen hiçbir kul anlayamaz
Siyah gözlerine doğmayan, varmayan gerçeği görmeden ağlayamaz
İmkansız olanı içinden sökemeyen hiç bir yere varamaz
Aşk nedir ki diyorum kendimi kandırarak
İçime saplanan, ağır ağır yoğunlaşan bulaşıcı bir hastalık
Acısını sona saklayarak kanıma karışan hain bir derinlik
Bir bilsem canım hangi ellerde düğümlü şimdi
Bir bilebilsem aklım hangi gözlerde bağımlı
Ümitlerimin günle birlikte uzaklara battığını gördüğüm dört duvar
Şarkısız, şiirsiz, sensiz sıcaklıktan, yüreğinden usulca kovar
Mutluluğun ateşten bir gömlek olduğu çaresiz ellerimde
Senden bana son kalan silik yansınman ağlayan gözlerimde
Dinlediğim susmak bilmeyen uğultusunu hırçın rüzgarın
Gizlice acımanın altında üzülen, başımda bekleyen insanların
Her gece düşünüyorum odamı aydınlatan özlemler içerisinde
Seni tekrar, tekrar oluşturuyorum çaresizlikle ümitlerimde
Soruyorum tanrıma, yalvarıyorum acımı dişlediğim gecelerimde
Günah mı mubah mı bilmiyorum ama bunu her gece soruyorum
Ben çok şey mi istiyorum…
Cezam neydi ki
Onu geri istiyorum…
Kayıt Tarihi : 11.8.2005 12:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!