Sohbet ediyorduk, kahkahalar atıyor, bazen dalıp geçmişe hüzünle bakıyorduk.
Her şey güzeldi yerli yerindeydi, tepemizdeki ağaçların yapraklarının arasından güneşin sıcaklığı okşuyordu tenimizi,
Kahvelerimizi yudumlarken birden yüreğimin sahibi geldi, onu hiç kimse göremiyordu duygularımı kucakladı, yüreğimin elinden tuttu ve haydi gidelim diye mırıldandı kalbime.
Coştu yüreğim, mısralar ile yalnız kaldım, kabardı duygularım onlarca kişinin gözünün önünde bulutlar üstünde dolaşıyordum.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim