geç kalınmış bir devrimin
şafaksız yeliydiler
zamansızlığın soğuk rüzgarında,
sessizliği örtünen deniz gibi gülümsediler
güzden dökülen maviliklere.
Elveda demediler
Yürüdükleri tozlu patikalarda
dağların görkeminde
yüreklerine ektiler
Kopardıkları çiçekleri
Gözyaşlarını akıtmadılar
Kahkahalarını kuşanıp gittiler
Sararmış günlükler
yıpranmış albümleriyle.
Kutup yıldızı pusulasında
Karanlık yıldızlar eşliğinde yürüdüler
Akşam kuşlarının sırdaş oldular..
sevdaya,hasrete inat
adım adım ölüme yakın
dalgın ve suskun du gözleri
özgürlük hafızalara kazılırken
Aşka ve umuda dair`di sözleri.
omuzlarında dağların kahır yükü
Dik yamaçlarda,
mağara karanlığında,
güneş aydınlığında,
nehir tadında vuruştular
Her patikasına adım bastılar
Her damlasını yudumladılar
karış karış
toprağını adımladılar
munzur`ların,
Soğuk esen yellerine sığındılar.
seyit rıza kalesinde
Karanlık çöker
Güneş yiterdi
karanlık biter,
Aydınlık çöker.
O vakit;
Yiter gökte yıldızlar!
sessiz sedasız çığlıkla
Titrek, suskun
olurdu dağların kuytulukları
uzun kış gecelerinin ateş sıcağında
bahara dek korlaşırdı özlemler.
yükseltilere yuva kurup
karanlıkta uçtular
Yoksulluğa yeter deyip
silah kuşandılar
Koyu kuytu ormanların,
göğe yakın kayalıkların,
uçurum boyu
ince kıvrım patikalarda
Başeğmeyen iki bin yıllık kavga,
Xançerin ucunda inleyen yaraydılar.
Ömrün kalanını
mekap`la dağ taş dolaştılar
Dünya ışığa boğulmuşken,
uçsuz bucaksız karanlıklara bir fener oldular
bir çoğunun sığınağı oldu derin vadiler
duvarsız yaşamak.
Tavanı gökyüzü,
tabanı yeryüzü, duvarsız.
Ve asla nedensiz değildi
Renklerin içinde,
buram buram yaşamak mevsimlerle.
Nehirlerde yıkanmak,
dağlar aşmak,
ormanlarda göz açmak.
kefensiz gitmek
onların hikayesi oldu Neylersin..!
Ali Alkıs 2
Kayıt Tarihi : 19.11.2019 21:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!