^-? Onlar Hiç Büyümeyecek Şiiri - Yorumlar

Nilgün Acar
380

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

ONLAR HİÇ BÜYÜMEYECEK

9 Mayıs 1993’ten beri,huzurevi-rehabilitasyon merkezleri ve bakım yurtlarında kalıyorum.Hayatın dayatmaları sonucu da olsa,kendi seçimimdir böyle yerlerde kalmak.Kendimi anlatmayacağım bu kez.İlk kez,Niğde-Bor da bir huzurevi ve rehabilitasyon merkezinde kaldım.Orada,iki dünyayı birden öğrendim.Engelli ya da normal yaşlılar ve aynı arazide bulunan çocuk yuvasında,6-12 yaş arası çocuklar.O yaşlı insanlardan,hayatın bambaşka-acımasız yüzlerini öğrendim.Hiçbiri kimsesiz değildi.6-8-11 çocuğu olanlar vardı ve yine de huzurevine bırakılmışlardı ya da kaçırılmışlardı evlerinden.Onca yıl çalışıp çabalamış,sayısız emek vermişler.Eşleri-evleri-çocukları olmuş,onları yetiştirip,yuva sahibi yapmışlar ve en gereksinim duydukları anlarda,kendilerini bir huzurevi odasında bulmuşlardı.Kimseye yük-sorun-huzursuzluk vermeme adına.Yalnızlığı tercih etmiş ya da ettirilmişlerdi.11 çocuğu olan çok,çok yaşlı bir amca.”Zaten çok zor şartlarda,yoksullukla büyüdüm.Anam dağlardan ot toplar,bize yemek yapardı.Savaş zamanlarıydı.Ben,çocuklarım biraz daha rahat etsin diye,sırtım yatak yüzü görmeden çalıştım.11 çocuğum var ve birisi bile beni görmeye gelmiyor.”Derdi.Gözleri hüzünle dolarak,çok uzaklara dalar giderdi.Adımı ilk sorduğunda:”Ne biçim adın var senin? Kur’anda yok.İnsan,Ayşe-Fatma koyar.”Demişti.Çok gülmüştüm.”Benim ne suçum var amca? Sen bana Ayşe de o zaman.”Yanıtını vermiştim.8 çocuğu olan teyze.Tüm varını yoğunu,çocuklarına,sağlığında paylaştırmış.Bakılacağına dair söz aldığı halde,kendini huzurevinde bulmuştu.Ölemedim diye ağlıyordu hep.Ve,birlikte kaldığım 85 yaşındaki,Zarife teyze.Anneannem yaşındaydı o zaman.Bir sürü çocuğu ya doğar doğmaz,ya da küçükken türlü hastalıklardan ölmüş.İki kızını yaşatabilmiş.45 yaşından sonra da bir oğlan doğurmuş.Kocasıyla beraber onu çok şımartmışlar.Kocası ölünce de,oğluyla başa çıkamaz olmuş.”Arkadaşlarının yüzünden,serseri olup çıktı.Bir işte de tutunamadı,evliliği de yürümedi.Alkolün tutsağı oldu.Şimdi,sokaklarda sürünüyor.Diye anlatırdı.Biricik oğlundan nefret eder,onu hiç görmek istemezdi.Ben şaşırırdım.Bu nefret,alkol yüzünden olamaz diye düşünürdüm.Düşüncemde de haklıymışım.Edindiğim bilgiler,gerçekten korkunçtu.Oğlu ona ya tecavüz etmiş,ya da etmeye yeltenmişti.O da,önce akrabalarının yanına kaçmış,sonra da huzurevine yerleştirilmişti.Zarife teyze,bunları bana anlatmıyordu.Ben de,hiç bilmiyormuş gibi yaptım.Çok değişik,yöresel bir dil kullanıyorlardı,Zarife teyze ve diğer yaşlılar.Çoğu sözcüğü,tümcenin akışı içinde anlamaya çalışıyordum.Anlayamadıklarımı soruyordum.Zarife teyze,kanser ameliyatı geçirmiş.Ama ben oradan ayrıldıktan yıllar sonra bile yaşadı.Yoğurda pekmez karıştırıp yemesini ondan öğrendim.Harika bir tat oluyor.Sanırım o yüzden,çok uzun ömürlü oldu.Vee çocuklar…Yaşlı amca ve teyzeleri ilk gördüğüm günlerde,çok ağlamıştım.Alışamamıştım bir türlü.Yatalak olanlar,aylarca dört duvarın arasında kalıyorlardı.Yanlarına gidip sohbet ediyordum.Azıcık rahatlasınlar diye.
Yuva çocuklarını bahçede ilk gördüğüm zaman da,o kadar üzülmüştüm ki,ne yapacağımı bilememiştim.Çoğunun anne-babası vardı.Ya ayrılmışlardı ya da birisi ölünce,diğeri tekrar evlenip,çocukları yuvaya vermişlerdi.Bir kız hınçla,”Annemden nefret ediyorum.”diyordu.Çok acı çekiyordu.Sadece babası ilgileniyormuş.Onu ne kadar rahatlatmaya çalışsam da boştu.Bir anne,üç kızını birden bırakmak zorunda kalmıştı.Büyük kız,Niğde deki yetiştirme yurdundaydı.Çocuklarla da arkadaş olmayı başarmıştım.Beni çok seviyorlardı.Bahçede dolaşıyor,odama getirip onlara yiyecekler veriyordum.Üç kızkardeşten ortancası,bana anne diyordu.Bir gün odama daldı.Balkonda oturuyordum.Bana sımsıkı sarıldı,hıçkırıklarla ağlamaya başladı.Susmuyordu konuşamıyordu.Dakikalarca öyle kaldık.Kucağımda tutuyor,saçlarını okşuyordum.Tabii ben de ağlayarak.Ailesinden biri öldü filan sanmıştım.Yavaş yavaş duruldu ve sorabildim.”Ne oldu kızım? ”diye.” “Ankara dan,annemin yanından geliyorum.Ondan ayrılmak istemiyorum ben.”Dedi.Derin bir soluk alarak,”Buna ağlanır mı? Bak benim annem de Ankarada.Yine gider görürsün,sus ağlama.”diyerek,öptüm yanaklarından.O çocuklar,asla tam bir duygusal zekaya sahip değillerdi.Yaşlarından geriydi davranışları.Aşırı şımarık,saldırgan,hırçındılar.Sevgidir insanı büyüten.Normal davranışlara yönelten.Bunu,şimdi kaldığım yerdeki çocuklarda ve gençlerde de gözlemliyorum.Yaşları kaç olursa olsun,onlar büyüyemiyorlar.IQ’ları düşük kalıyor çoğunlukla.Çok az,kendini aşabilen.Öylesine sevgiye muhtaçlar ki…Birisinin ziyaretçisi ya da gönüllü bir kimse geldiğinde,hemen etrafını sarıveriyor,boynuna atılıyorlar.Lütfen unutmayın.Sizin bildiğinizden,bambaşka yaşamlar,size ihtiyacı olanlar da var.Arada bir de olsa,bir çocuk yuvasına-yetiştirme yurduna,huzurevine uğrayın.Tutun ellerinden,kucaklayın en kimsesizi.Hiç kimsenin,gelecekte ne olacağı belli değil.
Nilgün ACAR
29.06.2008

Tamamını Oku
  • Fatma Biber
    Fatma Biber 04.07.2008 - 19:50

    Bursa'da huzurevine gitmiştim. çocuk yuvasına da gitmek hep içimdedir. Yakında orayı da ziyaret edeceğim.
    Sizin yazılarınız beni çok etkiliyor. Bazen kendimden utanıyor, bazen de gurur duyuyorum.
    İyi ki sizinle tanıştım, iyi ki sizinle yazışıyorum. Güzel yüreğinizi kutluyorum. 10 P.

    Cevap Yaz
  • Ergin Bingöl
    Ergin Bingöl 04.07.2008 - 19:20

    O çocuklar,asla tam bir duygusal zekaya sahip değillerdi.Yaşlarından geriydi davranışları.Aşırı şımarık,saldırgan,hırçındılar.Sevgidir insanı büyüten.Normal davranışlara yönelten.Bunu,şimdi kaldığım yerdeki çocuklarda ve gençlerde de gözlemliyorum.Yaşları kaç olursa olsun,onlar büyüyemiyorlar.
    Bütün düşüncelerinize katılıyorum Nilgün Hanım ve bu güzel öykü tadındaki anlatımınızı kutluyorum. SEvgilerimle esen kalın!(10on)

    Cevap Yaz
  • Serap Özen
    Serap Özen 04.07.2008 - 19:18

    ne olacağımız kesinlikle belli değil..sadece iyi bir yaşlılık geçirmeyi umut ediyorum..
    yüreğine sağlık nilgün...
    sevgilerimle

    Cevap Yaz
  • Osman Öcal
    Osman Öcal 30.06.2008 - 15:15

    EMEĞİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK.TAM PUANLA DUYARLI YÜREĞİ KUTLUYORUM.

    Cevap Yaz
  • Oya Özpoyraz
    Oya Özpoyraz 30.06.2008 - 14:20

    Paylaşımınız için teşekkürler....

    Cevap Yaz
  • Melih Baki
    Melih Baki 30.06.2008 - 12:21

    bir yaşam kesitinden bize gelen..sevgili Nilgün Acarın kaleminden yüreğinden bize gelen..o asil kaleminizi yüreğinizi ve gören gözlerinizi selamlıyorum...

    Cevap Yaz
  • Burhanettin Akdağ
    Burhanettin Akdağ 30.06.2008 - 11:17

    Lütfen unutmayın.Sizin bildiğinizden,bambaşka yaşamlar,size ihtiyacı olanlar da var.Arada bir de olsa,bir çocuk yuvasına-yetiştirme yurduna,huzurevine uğrayın.Tutun ellerinden,kucaklayın en kimsesizi.Hiç kimsenin,gelecekte ne olacağı belli değil.

    Sevgili Nilgün hanım, ben dün Turuncu Antolojinin etkinliğindeydin Zeytinburnu'nda. Burada sizin da dahil olduğunuz Mavi gül kitabıyla ilgil konuşmaları dinledim sevgili Tamay Önal Polat hanımefendiden. Aslında geçenlerde Anadolu yakasında yaptığınız etkinliği sevgili Neşe Dildar dostumuzun mesajından ne yazık ki bir gün sonra okumuş ve çok üzülmüştüm.

    Ben de kendimle ilgili sıkıntılarım nedeniyle bu aralar haberdar olamıyorum birçok şeyden, ama bu hayatın gerçeklerini öğrenip de duyarsız kalmamız düşünülemez. En azından ufacık da olsa birşeyler yapabilmenin huzurunu duymalı insan içinde. Anlatılanların eşliğinde okudum yazınızı. Geçnken bir dorumun yeğenini görmek için gitöiştik yetiştirme yurduna. En az 35 sene geçti hala o küçük kızın gözlerindeki çaresiz bakışları unutamadım. Heves var, hasret var ama çare uzatmıyor ellerini nice günahsıza.

    Bu yazınız bu alemde hayatı boşuna geçiren insanlara okutulmalı, daha çok insanlara ulaştırılmalı. Ben en azından yöneticisi olduğum gruplarımda paylaşmaya çalışacağım zaman bulursam.

    Duyarlı yüreğinize sabırlar diliyorum ve kutluyorum efendim.

    Selam ve sevgiyle.

    Burhanettin Akdağ

    Cevap Yaz
  • Ünal Kar
    Ünal Kar 29.06.2008 - 19:09

    ne kadar doğru...

    bir dakika sonramız belli değil....

    ama ondan da önemlisi onlar bizim canlarımız ciğerlerimiz büyüklerimiz....

    insanlığımız nerde kaldı....

    düşmeye az kaldı kalkalım lütfen....

    düştükmü işimiz zor gibi...

    duyarlı yüreğinizi kutluyorum...

    selam ve saygılarımı gönderiyorum...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 18 tane yorum bulunmakta