Onlar Düğüne Gittiler Şiiri - Ramazan Ateş

O gün çok güzel bir gündü.

Ertesi gün anneler günü var diye herkes annesine hediye alıyor, annesi ile hediyeleşmek için hazırlık yapıyordu. O da annesiyle çarşıya gitmiş annesine hediye almış ve anneler günü nedeniyle hediyelik resim çeken fotoğrafçıya gitmiş ve resim çektirmişti.

Resmim güzel çıksın diye güzel elbiseler giymiş, hatta yakışıklı birde poz vermişti.

Annesinin alışverişi bittiğinde yine geldikleri gibi bisikletle eve dönmüşlerdi. Eve döndüklerinde herşey yolundaydı ve düğün için tatlı bir hazırlık vardı. O gün düğüne gidilecekti. Düğünü bir yakınlarının sanıyorlardı oysa asıl düğün başkaydı.

Ev kalabalıktı. Hep beraber yemek yenmiş hatta üstüne kahveler bile içilmişti. Herkeste bir telaş vardı. Haydi geç kalmayalım, biraz çabuk olun sesleri arasında hazırlıklar yapılıyor, en güzel elbiseler giyiliyordu.

Anne kıravatım nasıl olmuş?

Çok güzel olmuş oğlum, bak yakışıklı bir erkek adam olmuşsun.

Abiyimden daha yakışıklıyım değilmi anne?

Tabi oğlum sen dünyanın en yakışıklısısın.

Saçlarıma jel sürüyümmü anne?

Nasıl istersen oğlum.

Babam saçına jel sürmüş, bende süreceğim.

Tamam sür oğlum.

Konuşmalar böyle sürüp giderken birden bir ses, bir gürültü duyuldu ve herkes dışarıya çıkıp sesin geldiği yöne bakmaya başladı. Arka tarafta bir yerde birşeyler oluyordu, fişekler atılıyordu. Olay yerine biraz baktıktan sonra içeriye geri girildi. Çünkü düğüne hazırlık bitmemişti. Daha saçlara jel sürülmemiş, ayakkabılar giyilmemiş, çantalar hazırlanmamıştı. Bütün hazırlıkların yapılması lazımdı. Çünkü bu öyle sıradan bir düğün değildi.

Dışardaki gürültü yeniden başlamıştı, sesler gittikçe artıyor ve yaklaşıyordu.

-Kaçın! .. kaçın! .. böyle seslenmişti babası.

Ama o tam bu sırada tuvalete gitmişti.

Anne, anne, anne. Diye seslendi tuvaletten.

Geldim oğlum, haydi çabuk ol,

Dışarda ne oluyor anne?

Havayi fişek atıyorlar oğlum, korkma!

Korkmuyorum ki, kimin yaş günü varmış anne?

Anneler günü olduğu içinmiş oğlum.

Babam niye bağırdı anne?

Geç kalmayalım diye oğlum.

Abiyim gittimi anne, babam nerde?

Onlar dışarda oğlum baban şimdi gelir haydi sen çabuk ol!

Tamam anne, şimdi bitiyo. Anne niye çok gürültü var? Bomba mı atılıyo?

Yılbaşı bombası atılıyo oğlum, o yüzden gürültü oluyo, korkma, şimdi geçer.

Bizim evede geliyor, anne korkuyorum.

Korkma oğlum, baban gelince gidecegiz.

Babam nerde anne, abiyim nerde,, kardeşim nerde, evde kimse kalmadı mı? Niye karanlık oldu, ışık niye geliyo, babam gelecek mi anne?

İşte baban geliyo oğlum, şimdi çıkacağız.

Dışarı yanıyor, çıkmamız imkansız, dışarısı cehennem gibi hemen bir yere saklanmamız lazım. Ev yıkılacak herhalde.

Keldire girsek orası daha iyi degil mi?

Tamam hemen girelim, belki orası yıkılmaz ve o zamana kadar kurtuluruz.

Ne oluyor baba? Keldire niye giriyoruz? Ev niye yıkılacak, dışarda bomba atanlar kim?

Yok oğlum bomba felan yok, oyun oynuyoruz biz keldire saklanacağız ve bizi bulacaklar.

Abiyimgil nerdeler, onlarda gelecek mi?

Onlar gittiler oğlum, biz saklanacağız onlar bulacaklar.

Dışarda neler oluyor, Allah aşkına birileri yokmu, bu gürültüler neyin nesi, neresi yanıyor?

Bunları boşver, şimdi çocuğun yanında sakin olmaya bak, inşaallah kurtulacağız.

Öbür çocuklarımız nerdeler? Onlar kurtuldu mu? Onları gördünmü sen?

Onlar kurtuldu merak etme bizde kurtulacağız! .

Kurtulacağız değilmi baba? Bizi burda bulacaklar değil mi baba?

Tabi bulacaklar oğlum, biliyorsun daha düğüne gideceğiz.

Buraya topraklar dökülüyor, gürültü geliyor, korkuyorum baba!

Korkma oğlum sarıl bana.

Baba buraya sıcak geliyor, niye terledin baba?

Gözlerini kapat oğlum şimdi gelecekler ve bizi bulacaklar.

Annem niye ağlıyor baba? Burası niye sıcak? Korkuyorum baba.

Annen ağlamıyor oğlum, hadi sarıl bana ve gözlerini kapat, korkma oğlum bir şey olmaz.

Galiba ev yıkılıyor, burasıda yıkılır mı? Kurtuluruz değil mi? Kıyamet mi kopuyor? Deprem olmasın? Öbür çocuklarım nerdeler? Allah’ım yardım et.

Korkma, korkma kurtuluruz inşaallah, öbür çocuklar kurtuldular, onları merak etme.

Sıcak buraya kadar geliyor, ev yıkıldı mı ne? Allah’ım yardım et.

Anne bende terlemeye başladım, artık saklanmayalım, çıkalım, korkuyorum, niye beni öyle sıkıyorsunuz? Burdan çıkalım baba, ben korkuyorum.

Az kaldı oğlum, şimdi çıkacağız, bizi kurtaracaklar, buradan çıkacağız, ağbiyin kardeşin dışarda onların yanına gideceğiz, korkma oğlum bak annenle ben yanındayız.

Allah’ım ne olur bizleri koru, yavrularımı esirge, bize yardım et Allah’ım.

Kurtulacağız ümidini kesme, burası daha yıkılmaz. Korkma kurtulacağız. Dışarıya bir çıkabilseydik.

Yukarılar yıkıldı, yanıyor, bizde yanmayalım burda, neler oluyor bu nasıl felaket. Yavrularım nerdeler, inşallah kurtulmuşlardır. Bizlerde kurtulurmuyuz Allahım? Kurtulurmuyuz, kurtulurmuyuz ne dersin?

İnşaallah kurtuluruz, ne olup bittiğini bende anlamadım, inşaallah kurtuluruz, kurtulacağız.

Çok sıcak oldu baba, çıkalım burdan, ne olur çıkalım artık, dışarıya gidelim, annem ağlıyor, korkuyorum baba.

Korkma oğlum az kaldı, az kaldı çıkacağız, kurtulacağız, korkma yavrum, korkma oğlum.

Burasıda yanmaya başladı, ne yapacağız, nasıl edeceğiz, yanacağız, allah’ım yardım et.

Anne ateş geliyor, sıcak olmaya başladı anne, babamda ağlıyor, korkuyorum, korkuyorum, ne olur burdan çıkalım, korkuyorum anne.

Korkma yavrum, korkma yavrum, kuzum korkma.

Yanıyoruz, yanıyoruz, yanıyoruz, yardım edin yardım edin ne olur yardım edin yanıyoruz! …

Baba, baba elbisen yanıyor, sıcak oldu niye yanıyorsun baba, niye yanıyoruz, hani bizi kurtaracaklardı, niye kimse gelmiyor, korkuyorum yanıyoruz, yanıyoruz.

Yavrum korkma, yanmıyacağız, kurtulacağız, seni kurtaracağız, korkma oğlum korkma oğlum. Ne olur korkma yavrum, ağlama oğlum, korkma oğlum.

Babamın sesi kesildi, anne, anne, konuş anne. Konuş anne, ayağım yanıyor anne, gözüme duman gidiyor anne, burası çok sıcak oldu anne, ne olur konuş anne, baba, baba, baba, anne sen konuş, ayağım yanıyor, beni yukarı kaldır anne, elbiselerim yanıyor anne, anne, anne, hani düğüne gidecektik anne, yanıyorum anne, bacaklarım yanıyor, canım acıyor anne, anne,

Oğlum, korkm oglu, kork…………

Anne, anne anne, canım yanıyor anne, canım yanıyor anne, yanıyorum, yanıyorum…yanı….

Anne, baba ve oğul o gün en güzel elbiselerini giyerek birbirine sarılmış bir vaziyette kendi düğünlerine gittiler, bütün gün yapılan hazırlık boşa gitmedi ve onlar şehitler kervanına katılarak, düğünlerin en güzeline gittiler.

13 Mayıs 2000 günü bedenleri yandı ama ruhları yeniden dirildi. Kahrolası Avrupa’ın, iğrenç medeniyetinin utanç verici bu vurdumduymazlığına baş kaldırırcasına yeniden dirildiler.

Var olacaklar, yaşayacaklar. Kahrolası Avrupa’ın iğrenç medeniyetine, utanç verici vurdumduymazlığına, haysiyetsiz ve şerefsizce insan hayatını üç kuruşa değışen zihniyetine rağmen var olacaklar. ımrendiğiniz Avrupa bu dercesine var olacaklar.

Nice Süleyman’lar, nice Havva’lar nice Mertkan’ların onuru için, kahrolası Avrupa’ya başkaldırırcasına var olacaklar, yeni Süleyman’lar, yeni Havva’lar yeni Mertkan’lar yanmasın diye yaşayacaklar, hep yaşayacaklar, hep var olacaklar çünkü;

Şehitler ölmez, şehitler ölmez, şehitler ölmez. Ruhları şad olsun.

Ramazan ATEŞ/ 20 MAYIS 2000/Enschede

SORACAĞIM GURBET ELLER

Bu günlerin acısını,
Alacağım gurbet eller.
Gün gelecek sana hesap,
Soracağım gurbet eller.

Sende yanan Süleyman’ı,
Havvalar’ı, Mertkan’ları,
Yanıp giden o canları,
Soracağım gurbet eller.

Sen aldın sen onu bizden,
Kopardın sen özümüzden,
Hesabını bir gün sizden,
Soracağım gurbet eller.

Avrupayı çağdaş sandık,
Onun pisliğine daldık,
Bu hallere nasıl geldik,
Soracağım gurbet eller.

13 Mayıs günü yandık,
Patlamayla şoka girdik,
Gencecik üç şehit verdik,
Soracağım gurbet eller.

Ramazanım doldu gözüm,
Avrupa'ya benim sözüm,
Bekle beni sabırsızım,
Görüşürüz gurbet eller,

Ramazan Ateş/Enschede.25.05.2000