Onlar,
Doğarken masum,
Günahsız, hür çocuklardılar,
Belki çıplak,
Belki yalın ayaktılar karlar üstünde,
Ama güneşe herkesten daha yakındılar.
Derme çatma,
Kapısı kilit tutmaz,
Penceresi naylonlu evlerde,
Yarı aç yarı tok,
Bazen bir somunu üç kardeş bölüşürdü,
Akşam olduğunda,
Hava ayazlanır,
Evin içi buzlanrdı,
Mum alevi fırtınadan titrerdi,
Yorgana sarılırlardı ve biribirilerine,
Kısa gelirdi yorgan,
Ve her gün bir kardeş sıra ile üşürdü.
Yağmurlu gecelerde,
Yastığa baş koyduklarında,
Yağmur damlacıklarıyla irkilirlerdi,
Her şeye rağmen mutluydular,
Gözbebeklerinde güzel yarınlar,
Ve ‘’bunlar adam olmazlar’’ diyen babalarına inat,
Adam olma hayali,
Büyüdüler serpildiler,
Kocaman birer adam oldular,
Birden kendilerini bir savaşın ortasında buldular,
Ve kocaman bir günaha ortak oldular,
Hesapsızca, insafsızca, hayasızca savaştılar,
Yoktan bahaneler, sudan sebepler,
Öldürdüler, öldüler,
Duvar diplerinde öksüz hayaller,
Bastona dayalı topal ömürler,
Karda kan,
Su da gözyaşı bırakıp gittiler.
Keşke onlar hep çocuk kalsalardı,
Keşke aç keşke çıplak, keşke üşüselerdi.
Keşke doğduklarındaki gibi,
Günahsız, masum kalsalardı.
Kayıt Tarihi : 5.9.2008 12:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!