tüm zenginlikleri
tanrı adına kendileri
kullanır,
sağdıkları ineğin
sütünden peynir,
derisinden kürk yapar, etini kurda
kuşa yem etmezler.
Ve tanrının ilahi
adaletinin; bir gün
herkesi eşit
kılacağına inanır, avuçlarını açarak
ve beklerken
sıkıldıklarında,
derin ve anlamlı ilahilerin gizemine
kendilerini bırakarak ne kadar
yakın olduklarını
düşünürler tanrıya.
Yaşam devam ederken; döndürüp
dururlar, aynı suyun dümeninde
öğütülen
buğday misali bizi.
Ve onlar mutlu olsun diye ayrı
yaşarız
hücrelerimizden.
kafa, kol, bacak
biraz da mide
taşıyorsa bedenimiz
onlar içindir.
Başkaları için kader olan acılar,
onlar için kıyametin geldiği
gündür.
Ve biz;
Onların keyifli
yaşamlarına meze eden geleneklerimizin
tılsımlı, birazda
otoriter baskısı
altında ezilirken,
yeterlerimizden değil,
öldüklerinde
pis bir leş gibi kokmaktan korkarak gizlerler
cesetlerini
yerin dibine.
Kayıt Tarihi : 3.9.2004 14:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;
korkak,
cesur,
câhil,
hakîm
ve çocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.
Onlar ki uyup hainin iğvâsına
sancaklarını elden yere düşürürler
ve düşmanı meydanda koyup
kaçarlar evlerine
ve onlar ki bir nice murtada hançer üşürürler
ve yeşil bir ağaç gibi gülen
ve merasimsiz ağlayan
ve ana avrat küfreden onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.
NAZIM HİKMET
çok güzeldi..nadide bir şiir...ilk defa bu tarz okuyorum..
TÜM YORUMLAR (2)