Metropolün tam ortasında
Dünyadan elini eteğini çekmiş
Küçük bir adam yaşardı.
Kimse ona dokunmaz,
Kimse onu umursamazdı.
Bu küçük adam,
Geceleyin ıssız sokaklarda dolaşır,
Yaşamak için bir sebep arardı.
Çöp kutularından bulduğu azığını,
Kendi gibi küçük
Kara bir kediyle paylaşırdı.
Yoldan gelip geçen insanlar,
Bu yeşil gözlü kara kedi gibi
Bu küçük adamı da uğursuz sayar,
İçlerinden pek azı
Bir bozuk para atıp
Hemen uzaklaşırdı.
Küçük adam yinede
Kucağında kara kedisiyle birlikte
Geceleyin ıssız sokaklarda dolaşır,
Yaşamak için bir sebep arardı.
Bir gün, bir gün daha.
İşte bu günlerden bir gün
Küçük adam,
Bir sabah vakti uykuya daldı.
Düşlerinde o gün
Lağım kokusunun yerini
Baharın açan taze çiçeklerin kokusu almış,
Ve sarı beyaz papatyalar etrafını sarmıştı.
Gümüş gibi parlak akıp gidiyordu,
Az ileride nehir.
Kol geziyordu ortalıkta
Tuhaf tuhaf yaratıklar.
Ellerinde altın işlemeli çalgılarıyla
Şen şakrak dans ediyorlardı.
Küçük adam sırıttı.
Çürümüş dişleri, kirli yüzüyle
Korkutup kaçırdı, bir anda onları.
Ve küçük adam uyandı.
Dışarıda ki kalabalık daha da çoğalmıştı.
Metropolün gürültüsü artıyordu, her geçen gün.
Derken korna sesleri alıp yürüdü.
Kısa bir süre sonra bir patinaj sesi,
Meraklı bakışlar, ambülans, trafik polisleri
Vesaire, vesaire...
Bu hengamenin içinde adam,
Tekrar uykuya daldı.
Etrafta kimsecikler yoktu.
Yeşil çimenler, yüzyıllık ağaçlar,
Kuşların cıvıltısı.
Hafif ferahlatıcı bir esinti
Aldı götürdü adamı.
Sonra bir kahkaha
Bu küçük adamın tekrar
Kendisine gelmesini sağladı.
Gürültülü, neşeli,
Dolu dolu bir kahkahaydı bu.
Her taraftan geliyordu ses.
Her taraftan sarıyordu adamı.
İki çocuk geliyordu uzaktan
İki minicik beden.
Beyaz düşler, tan vaktinde altın bulutlar,
Ve her köşede bir melek.
Saçlarını savuruyordu küçük kız
Kıvırcık sarı saçlarını.
Öbürkünün elinden tutarak,
Güneşe yetişmeye çalışıyorlardı.
Derken küçük adam da
Onların ardına takıldı.
Melekler gülüyordu.
İnsanlar gülüyordu.
Tanrı gülüyordu!
İşte 'Onlar'
Belki var belki yoktular,
Ama küçücük bir adam için
Başarmışlardı,
Küçücük bir mutluluk damlası atıp
Suyu dalgalandırmayı.
Ve adam tekrar uyandı.
Ayağa kalktı,
Kalabalığın içine daldı,
Kayboldu.
Arkasında kalan kara kedi
Önündeki boş caddeye bakakaldı,
Ve tuhaf bir mırıltıyla mırıldadı:
'Herkes nerde? '...
Kayıt Tarihi : 17.4.2009 11:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!