Hiza- istikamet çeker bir başçavuş
Sus pus olur
parlamento kabadayıları
gece baskınlarıyla,
Nutka başlar
bir kışla kodamanı radyoda,
Gölge basar gökyüzünü,
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Roj ü rojin arkadaşımız ve şiir 12 Eylül ün karanlık yüzünü anlattı....bugünümüzü,yarınımızı elimizden alan bu karanlık günü unutmadık bazı balık hafızalı vatandaşlarımızın olasına ragmen ve unutturmamak için ,darbecilerin yargılanması içinde alanlardaydık...sevgilerimle...Fatma Güven
Evet dost,sayın Mehmet Sarı 12 Eylül 1980 faşist darbesi, devrimcilere,sosyalistlere Kürt Ulusal hareketine karşı gelişti. Sosyalist güç ve diğer örgütler gelenin ne oluğunun bilincinde olmalarına karşın,12 Eylül'ü önleyici itfak oluşturmadılar. Faşizm karabasan gibi gelip kentlerimize, caddelerimize, sokaklarımıza,derneklerimize bayrağını astı. Evlere baskınlar yaptı,aydınları devrimcileri,sendikacıları hepsini zindanlara tıktı.Bu cuntanın başında bulunan faşist Kenan EVREN ve yandaşları
nın kirli seslerini televiziyonlarad duyduk, görüntülerini izledik, yazılı basından demeç ve haberlerini okuduk Azgın
ve kudurmuş olan bu kan emici sermaye uşakları olan bu militarist konsey…. Yaşları henüz küçük olmasına karşın, Erdal EREN ve Necdet Adalı’lara ölüm cezası biçti,karar hiçbir aşamada düzeltilmeksizin ölüm cezaları infaz edili
Yasaların hiçe sayıldığı bir dönem olup, uygulamalar neredeyse açıktan açığa öç alımına dönüştürldü.Memleket için
de hiç kimse hak ve özgürlüklerini kullanamaz duruma getirildi.Onlarca gençler idam edildi binlerce devrimci göz
altında kayıp edildi yada işkencelere maruz bırakıldı.Sendikelar ve devrimci siyasi partiler kapatıldı.Faşist anayas
hazırlayıp ülkeyi kan gölüne çevirdiler.O günler unutulmaz.Şu anki bıraktıkları faşist anayasa...
Hiza- istikamet ceker bir bascavus
Sus pus olur
parlamento kabadayilari...----12 EYLÜLCÜLER İNTİHARCI DEYİL İTİRAFCI OLMALILAR DERİM ÜSTAD ELİNE SAĞLIK SAYGILARIMLA
Onikili Geceler
Hiza- istikamet çeker bir başçavuş
Sus pus olur
parlamento kabadayıları
gece baskınlarıyla,
Nutka başlar
bir kışla kodamanı radyoda,
Gölge basar gökyüzünü,
Kan akar sokaklardan,
Caddeler trampet- tempo
İnler kaldırımlar postal zırıltısından
Çarşı- pazar tek tip insan
Kararır sabahlar yurt sathında,
Haber alınamaz neden
ne bahar güneşinden,
ne de güz güneşinden!
Mehmet Sarı
MEHMET BEY ;
12 eylül darbesiyle ilgili arkadaşlarımızın bu günlerde güzel şiirlerini ve yazılarını okuyoruz..o günleri yaşayan bizlerin hala yürekleri yanıyor..ben de 12 eylül darbesi ve tüm darbelerle ilgili ortak bir yorum yazdım..sizinle de paylaşmak istedim..
sözüme başlamadan önce bir de şunu ifade edeyim 12 eylül darbesi faşittir 27 mayıs darbesi devrimdir saçmalığına asla katılmam..yeryüzünde ister Şilide ister Arjantinde ister Mısırda ister Pakistanda ve isterse Türkiyede olsun halk iradesine karşı yapılan her askeri müdahalelerin adı darbedir ve halkın iradesine karşı işlenmiş anayasal suçtur..mutlaka sivil mahkemelerde hesabı sorulup bu darbeciler yargılanmalıdırlar..ve demokrasinin aklanması için mahkum edilmelidirler..
Türkiyede bu darbelerin arkasında kimler var bizi sağcı solcu diye ikiye bölüp bize bu cennet vatanda cehennem azabı çektirenlerin gerçek yüzleri klimlerdir,bunları derinlemesine hiç merak edip sorgulamıyoruz.
11 eylül gecesine kadar her gün bu memlekette 30 kişi sağcı ve solcu diye öldürülürken 12 eylülden itibaren hiç kimsenin ölmemesinin acaba gerçek sebebi nedir..bunu hiç düşündük mü..? o zaman ABD dış ileri bakanı Hemri kissinger bizim çocuklar başarolı oldu darken darbeyi onayladıklarının ve darbenin arkasında kimlerin olduklarının ipuçlarını aklı olan bizler hala anlayamadık mı..? darbeciler bize kardeş kanının akmasını durdurmak için darbe yaptıkları yalanını söylemediler mi..? peki o kanı akıtan kimlerdi..aynı silahı sağcının eline verdirip solcu vatan evladını yine aynı silahı solcunun eline verip sağcı vatan evlatlarını öldürtmediler mi..? peki kim bu karanlık yüzlüler..onca yıl geçti millet olarak hiç mi merak etmedik bunların kim olduklarını.?.hala sen sağcısın ben solcuyum gafleti ve muhabbeti içindeyiz..bizi yıllar yılı uyutanlara karşı uyanalım artık..
ben caddelere baktığımda bize ait gurur duyacağım icat edilmiş dünya çapınca almanya japonya fransa ve hatta güney kore gibi markamız olan ürünlerimizi göremiyorum..yazık değil mi bu asil milletin gençlerine..ben sağcı sen solcu olsan ne yazar...kafalarımız milli değil müstemlekeyiz müstemleke..ama ne demekse sağcılık veya solculuk anlamış değilim yıllar yılı, aldımı kalemi elimize hepimiz mangalda kül bıralmayız..ben bir yılda ülke insanı ve devleti olarak bırak japonyayı almayayı bir güney kore kadar mal ve hizmet üretip üretemediğimize bakarım..gerisi hikaye..
saygıdeğer arkadaşım
şair şöyle diyor ;
BÜTÜN MESELE MESELENİN BAŞIDIR.
bizler meselelerin sonuçlarıyla ilgileniyoruz..peki meselelerin görünmeyen arka planlarında türkiye üzerine oynanan oyunların,darbelerin ve kardeşi kardeşe düşüren nifakların içinde kimler vardı,amaçları neydi..? gibi konuları bilmek zorundayız..
bu ülkede bizi bazen sağcı solcu ,bazen alevi sünni,bazen laik anti laik ve bazen de Kürt Türk diye ayırıp yıllar yılı bizi bize kırdıran kökü dışarıda taşıyıcı ruh olan içimizdeki dış güçlerin işbirlikçisi MASONLARI tanımadan bu vahim olayları asla anlayamayız ve açıklayamayız..hatta dünya çapında bir yahudi tarikatı olan MASONLUĞU bilmeden,amaçlarını tanımadan türkiyenin ve dünyanın nasıl idare edildiğini asla anlayamayız....o zaman masonları ve bu ülkedeki amaçlarını iyi tanımalıyız...
.ATATÜRK 1935 yılında masonları meclis kararıyla neden kapattı...o biliyordu ki masonlar koskocaman osmanlı imparatorluğunu ittihat ve terakki partisini kullanarak yıkmışlardır..hiç olmazsa genç Türkiye Cumhuriyetine bir zarar vermesinler diye düşünüyordu ATATÜRK...bu tarihi gerçeği hangi Türk aydını ve genci biliyor...ve bizler habire birbirimizle kavga ettik ve ettirildik..artık enerjimizi birleştirip TÜRK bayrağını marsa dikme zamanı gelmedimi..?
fakat ATATÜRK'E ihanet ederek 1948 yılında tekrar meclis kararıyla bu mason derneklerini kimler, ABD verilen hangi tavizlerle,hangi baskılarla ne amaçla ve niçin açmıştır..hadi durmayın araştırın..ve bu melekette sahte ATATÜRK çüleri de öğrenmiş olursunuz..hiç masondan ATATÜRKÇÜ olur mu üstadım..? peki günümüzün ATATÜRKÇÜLERİ kimler..???????
gerçeği arayan ve araştıran yüreğinizin sesi olan çalışmanızı beğenerek okudum..güzel yüreğize selam olsun..
kutlarım saygın kaleminizi..tam puan 10..akçaydan selam ve saygılarımla...ibrahim yılmaz
--
ATATÜRK MASON LOCALARINI NEDEN KAPATTI ??
Atatürk, uzun yakın arkadaşlarıyla istişare ettiği mason localarının kapatılmasıyla ilgili düşüncelerini ilk olarak 1935 yılında gündeme getirdi. İttihat Terakki Cemaati içerisindeki masonların Türiye'ye verdikleri zarar ATATÜRK ve herkes tarafından bilinmekteydi. İttihat Terakki'yi yakından tanıyan Atatürk, Cumhuriyet'in kuruluşundan beri locaları kapatmayı düşünüyordu.. Dönemin Van Millitvekili İbrahim Arvas, hatıralarında Atatürk'ün masonlara yaklaşımını şu şekilde ifade ediyor:
'Mustafa Kemal'in sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler ikinci ise masonlardı... Bir gün eski Adliye Vekil Mahmud Esat Bozkurt'u çağırdı. Kendisine masonların taksimat, teşkilat, ahvalini bildirir bir kitap verdi. 'Bunu güzelce mutalaa et, bir takrirle Halk Partisi grup başkanlığına ver, grupta bunlara şiddetli hücum yap ve grupça kapanmasına dalalet et. Senin de bu işte büyük şeref payın olacaktır.' dedi. Grup danışmanı Mahmut Esat Bozkurt riyaset makamına bir takrir verdi ve takririnin okunmasını reisten rica etti. Hülasası şöyleydi: 'Masonluk kökü dışarıda bir yahudi tarikatından başka bir şey değildir, memleketimizde bunun ne işi vardır? Bunu da grup kararıyla kapatalım...
Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kürsüye çıkarak şu müjdeyi verdi: 'Arkadaşlar yarından itibaren Türkiye'de masonluk kalmamıştır ve bütün localar kapanmıştır...' salonda bir kıyamet koptu, alkışlar, bağırmalar 'kahrolsun yahudi uşakları' sesleri tavanları çınlatıyordu. Şükrü Kaya ve arkadaşları sırra kadem basmışlardı. Grup dağıldıktan sonra Dr. Mim Kemal'i öne katarak meclisteki masonlar toplu olarak Reis-i Cumhur'a gitmişlerdi. Mim Kemal Reis-i Cumhur'a hitaben: 'Efendimiz biz zaten maiyet-i devletindeyiz fakat siz Meşrik-i Azam'ımız olursanız, bir pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız' demiş. Reis-i Cumhur: 'Peki bir şey soracağım, bana cevap veriniz de sonra... Siz Avrupa'da hangi locaya bağlısınız ve mektubunuzun ismi nedir?
'Biz Cenovaya tabiiz ve Reisimiz Barca Mişon cenaplarıdır.' demiş. Bunun üzerine küplere binen Mustafa Kemal Paşa onlara hitaben: 'Haydi defolun buradan cehennem olun gidin. Yahudi uşakları! ' Benim milletim bana kahraman sıfatı verdi ben sizin gibi bir çift yahudiye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye'deki bütün locaları kapatmadığınız taktirde, yarın teşkil edeceğim, Divan'ı Harb-i Örfi'ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan.' diyerek onları kovdu, onlar da yıldırım telgraf ve telefonlarla vaziyeti İzmir, İstanbul ve Adana'ya bildiriler ve sabah olmadan hepsini kapanma kararlarını getirip, henüz sofrasından kalmayan Reis-i Cumhur'a verdiler ve derin bir nefes aldılar. Reis-i Cumhur Mustafa Kemal bu suretle bütün mason localarını kapattı.' (İbrahim Arvas, tarihi hakikatler, s.71-72)
YIL 1948; LOCALAR TEKRAR AÇILIYOR
İsmet İnönü'nün aldığı ani bir kararla, 5 Şubat 1948 yılında Türkiye Mason Derneği'nin kurulması ile Atatürk'ün emri ile kapatılan mason locaları, İnönü'nün emri ve Celal Bayar'ın desteği ile tekrar faaliyete girmiştir. Masonlar açtıkları davalarda, Halkevlerine devredilen tüm mal varlıklarını tekrar ele geçirdiler.
5 Şubat 1948 tarihinde 'Türkiye Mason Derneği' ismi ile İstanbul Valiliği'ne yapılan başvuru kabul edildi ve masonlar, bu tarihten sonra resmen faaliyete başladılar. Locaların 13 yıl aradan sonra açılması, uyku döneminde olan masonlar tarafından sevinçle karşılandı. Bu sevinçlerini kendi kontrollerindeki gazetelere tam sayfa ilanlar vererek duyurdular. Atatürk tarafından kapatılan mason localarının tekrar açılışını İbrahim Arvas anılarında şöyle anlatıyor:
'İsmet Paşa'nın Reis-i Cumhurluğu sırasında Kanun-u Mahsus ile localar kapanmadı diye masonların müracaatı üzerine tekrar localar açılıp faaliyete başladılar. Ve 1952'de ise Atatürkçü geçinen ve onunla iftihar eden Celal Bayar da, Ahmet Gürkan'ın teklif ettiği mason localarını kanunla pekiştirdi. Tabii bu ameliyeyi Meclis yaptı fakat bu müzakerelerin devam ettiği üç celse zarfında Celal Bayar Reis-i Cumhur locasına gelerek konunun müzakerelerini sonuna kadar takip etmiştir.' (İbrahim Arvas, Tarihi Hakikatler, s.73)
İsmet İnönü'nün aldığı ani bir kararla 5 Şubat 1948 yılında Türkiye Mason Derneği'nin kurulması ile Atatürk'ün emri ile kapatılan mason locaları, İnönü'nün emri ve Celal Bayar'ın desteği ile tekrar faaliyete girmiştir. Masonlar açtıkları davalarda Halkevlerine devredilen tüm mal varlıklarını tekrar ele geçirdiler.
Haber alınamaz neden
ne bahar güneşinden,
ne de güz güneşinden!
12 Eylül, unutulamaz................
Tebrikler sayın Sarı, saygılar.
Elinize yüreğinize sağlık efendim.Tebriklerim ve saygılarımla.
Çarşı- pazar tek tip insan
Kararır sabahlar yurt sathında,
Haber alınamaz neden
ne bahar güneşinden,
ne de güz güneşinden!
güçlü kaleminize duyarlı ve gerçekçi yorumunuza tebrikler candan
bi ara, her 10 yılda bir askeri idare duruma el koyuyordu. 80 den sonra doğanlar bilmezler tabi. 1960 / 1971 /1980 /
en son hatıralarda kalan, 12 Eylül 1980 ihtilalidir. güzel bi çalışma, tebrikler...
Haber alınamaz neden
ne bahar güneşinden,
ne de güz güneşinden!
KALEMİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK.
KUTLARIM
güzeldi saygılar
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta