Bir filim seyretmiştim.Şu anda konusunu bile hatırlamadığım bir filmin içinde geçen, oyunculardan birinin amatör bir kamerayla çektiği, kısa metrajlı bir filimdi.
Seyrederken mest olmuştum.Herhangi bir konu ya da oyuncu yoktu..Bir bina köşesiydi.Yerde sonbahar olduğunu anımsatan kuru yaprak parçaları vardı,birde hafif, naylon bir poşet.
Küçük bir esinti başladı ve yaprak parçaları bir merkezde girdap oluşturacak şekilde, yavaşça dönmeye başladılar..
Aynı anda poşet sanki esintiyle kucaklaşmış gibi,yavaş estetik bir salınımla havalan ...
Şafak vakti düşeceksin,hayallerinin peşine
Sakın geç kalkma
Kaç mevsim kaldı şunun şurasında
Kaç bahar daha yaşayacaksın
...../Hayat kısa
Kaç
hayat yaşanır
bir ömre, kaç yaşam sığar
Aldanıp yaşama
Çağır güneşi
Aydınlatsın gökyüzünü
En yüce düşler ve engin hayallerinle
Kavuş “var” oluşun estetiğine
Sisli,serin,karanlıktı
Afyon'un Kocatepe’si
'Seneye bu topraklarda gelincikler
kan kırmızı açacak' dedi
muzaffer komutanın sesi
Kaç gece konuştu
Çılgın çıplaklığımızı giydi
kaç gece
Bu harika
Seni yeşil gözlerinden sevdim
Yüklenmiş zayıf bir anımda degil
Seni ilk buluşmamızda sevdim
Tanrıçalara sunar gibi sundum aşkı
Erken açan çiçekler gibi
açar tomurcuğunda aşklar
Düşer tutmamış bedenlerden
damla damla
Bir trenin ağır ağır gelişi gibi
Değiştir yıldızların yerini
ayın yerini
Korkma güneşten
aç gözlerini
Ben onu bunu bilmem..Öner Kaçıran sabaha kadar konuşabilir ama anlattıkları insana dair söyledikleri ve tarihin içinden biriktirdikleri öylesine büyüleyicidir ki, insanın kuş olup peşinden dolanası gelir..Daha da anlatsın ve daha da bileyim diye...
Tarih kokan şiirleri bence 10 numara..
Üs ...
Ben onu bunu bilmem..Öner Kaçıran sabaha kadar konuşabilir ama anlattıkları insana dair söyledikleri ve tarihin içinden biriktirdikleri öylesine büyüleyicidir ki, insanın kuş olup peşinden dolanası gelir..Daha da anlatsın ve daha da bileyim diye...
Tarih kokan şiirleri bence 10 numara..
Üs ...