huzursuz gönlümün,
soğuğu oluyorsun.
Erzurum da kışım,
Ağrıda zirvem,
Sahrada ufuk oluyorsun.
Seni bulamadığım,
üzüntüm oluyorsun,
bu kocaman yalnızlık ormanında.
tekliği yaşıyorum,
yalnızlığımın okyanusunda…
Sen, gerçekten hiç olmadın mı?
saatlerden erken bir vakitti,
güneş aya tutsak,
alaca karanlıktı hava.
Ve ben, hep aradığım,
arayıp ta bulamadığım,
‘’seni’’ arıyordum
Hayaller kuramıyor artık düşüncelerim.
Bir metrelik uçurumlarda ölüyorum.
Bulanık,sığ sularda boğuluyor,
Param parça oluyor hayatım.
Ne olur,
hep soru işaretlerim’ demi?
olacaksın
hep nerelerde mi?
arayacağım seni
bir gün seslenmeyecekmisin?
benim için,
‘’Seni’’ tekrar sordum gök yüzüne,
Yıldızlar paniğe kapıldı.
Ay; kendini güneşin arkasına sakladı.
Gün ettiler, ışıkta kayboldu hepsi birden.
Hemen yağmur bulutlarını çağırdılar.
Sabaha karşı göz yaşlarımla buluşup,
Türküler söylüyorum,
yanık içinden vurulmuş.
Tek başıma halaylar çekiyorum,
Sırtından vurulmuş,
Sadece senin unutulmaz yalnızlığın,
Buzdan heykellerini yaptım
Ağustos akşamında.
Şeffaf, net görüntün
Pırıl, pırıl her yerin,
Ve,
Karanlığın arka kapısından bir ses işittim
Sen’ miydin gerçekten.
Karanlığın arka kapısındaki ses.
Ve artık benim içimdeki pes.
Kilitleri pas tutmuş,
Kaynamış menteşeleri…
ufuk açık,
bağırdı kaptan…
nereye gidiyoruz patron.
Aramaktı işimiz,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!