Sonraları,
Ah, o bitmek bilmeyen sonralar!
Ânı yaşamayı da
unutturuyordu insana.
Geçmişin karmaşasındaki
Yaşanmış o anılar,
yarının kaygılı bakışları
ve bugünün
unutulmuş geçen anlarıydı
zaman tarifi.
Makaraya alınsa bazı şeyler,
hani, tüm gücüyle itilse
tüm doğru bilinenler
ve doğru ile yanlışın kavram karmaşasında
göreceli bakılan bu iki kelime
silinse dünyamızdan
daha mı doğru olacaktı, belki de...
Büyük kentlerin
insan dışı büyük arayışlarında,
küçük yerlerin insan bazlı
çekişmeli sahte dünyasında
boğulmak, yok olmak…
Oysa, asıl yokluk, içindeydi insanoğlunun.
Nesli tükenir ya bazı canlıların,
bulunmaz endemik türleri yaşatmak için
türlü yöntemler aranır da
bakarsınız, birkaç yıllık ömürdür
onlar için de verilen mücadele.
Nesli devam eden insanlık aleminde
birbirinden farklı iç sûretler ve yaşayışlar
neyin mücadelesinde?
Önce değerlerimizi çaldırdık bir bir,
Sonra mücadele aşkını attık içimizden.
Sonra da aşka tarif arar olduk,
aşk çırpınışlarında.
Kendimizden uzaklaştıkça
başka şeylere yakınlaşarak
yer bulacaktık hayatımızda.
Tutunduğumuz her şeyde
zamanla avutur olduk kendimizi,
asıl benimizden
uzaklaşma içinde de kalarak.
Çünkü ne, kendi dünyamızı
keşfedecek kadar cesurduk,
ne de dış dünyanın keşiflerini
anlayabilecek kadar kâşif.
Düşünüşlerin,
kelimelerin,
yazıların dünyasında;
bilimin, teknolojinin, sanatın
baş döndürücü gelişmelerine karşı
bir sığıntı gibiydik duygularımızda.
İnsan lâyık olduğu yerde yaşarmış.
Doğru ve yanlışın hükmünü yitirdiği noktada.
06/08/2006
Arzu AktürkKayıt Tarihi : 28.2.2011 12:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yanlışlar ve doğrular üzerine sözcüklerle dile getirilmek istenen duygular içinde...

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!