Önceleri biz, zamanı taşlardık; Bizden u ...

Alperen Karadağ
76

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Önceleri biz, zamanı taşlardık; Bizden uzak kalsın diye

Alıştığım tüm insanlar, hayatımdan bir bir çekilmeye başladı. Kimileri zorla benden alıkonulurken, kimileri kadere yenik düştü. Kimileri ise bu karamsar insana daha fazla dayanmayı göze alamadı. Bahaneler girmeye başladı aramıza. Dur durak bilmeyen iş hayatı, anlamsız davetler...

Artık ne zaman sana çıkıp gelmeye kalksam sana, önceden aramam gerekiyor. O günkü randevularının arasına, aşkımı sıkıştırmam gerekiyor. Oysa ki önceleri böylemiydik sevgili? Bütün günler bizimdi. Bütün saatler, bütün dakikalar... Zamanla sınırlamazdık birbirimizi. Birbirimize doyamazdık çünkü... ' Daha çok, daha çok... ' diye haykırırdı ellerin ellerime. Ve sonra zamanı taşlardık bizden uzak kalsın diye. Oysaki önceleri hiç bu kadar kısa sohbetlerimiz olmazdı bizim. Telefonda, avizelerle sevişirdik saatlerce... Sen, ben diye ben, sen diye avizeleri öper koklardık uzun konuşmalarımız esnasında... Kelimeler, cümleler telefon kablolarına sığmazdı. Hep sıkışırdı kablolara, ard arda üretilip söylenmekten. Süslerdik her cümlemizi birbirimize söylemeden önce. Cümlelerimizin sonu ya ' Aşkım ' diye ya da ' Bitanem ' diye biterdi. Nokta koymazdık sonlarına, hep virgülle sonsuzluğu çağrıştırdık. Noktalar, randevular girmezdi aramıza... Hiç kapında bekletmezdin. Bedeninden bu kadar uzakta tutmazdın beni...

Ama şimdilerde öylemi sevgili? Bir işten başka bir işe koşmaktasın. Günlerini planlayarak, randevularına bakarak yaşıyorsun. ' Sana geliyorum ' dediğimde sen bana: ' O gün bir yerlere gitmeliyim. Tüm günüm orada geçecek. Belki kaçabilirsem ara verildiğinde, on dakika görüşebiliriz. ' Aşkımız için ayırdığın süre, koskoca on dakika! .. Halbuki bu süreyi biz, uzun uzun sevişmelerimiz sonrasında bile kullanmazdık. Değil on dakika, iki dakika dahi ayrı durmazdık birbirimizden. Şimdilerde ise bana sadece on dakikanı ayırabiliyorsun. Koskoca on dakikanı! .. Kendini iş hayatına adadın. Kendini toplanrıların, davetlerin ortasına saldın. Tam bir iş kadını olma yolunda, önüne çıkan her şeyi bir bir silmeye başladın. Arkadaşlarını, çevreni, sosyal hayatını, eğlenmeyi ve en önemlisi aşkı... Beni ve aşkımızı on dakikaya sığdırmayı başardın. ' On dakika görüşebiliriz ' Beni bu günlerde bir düşünmedir aldı götürdü. Bir haftayı on dakikaya nasıl, ne şekilde sığdırabilirim. Özlemlerimi hangi saniyede bitirip, geri kalan sürenin birazıyla seni seyredip, sonra kalan sürede hoyrat ellerimle sana ne kadar dokunabilirim... Seni nasıl sığdırabilirim bu kısa dilimine; senin sığdırabildiğin gibi sevgili! Ben ki; boş zamanların diyarından, farazi yaşamın en içlerinden, sana çıkıp gelmişim. Senin bu tempona artık nasıl ayak uydurabilirim. Bana asırlar yetmezken seninle, şimdilere nasıl sığacağım o kısa zaman dilimine..

Neyse sen randevularına, iş toplantılarına koş sevgili... Sen yoğunlaş hayatla, sen koştur bir yerlere varma hayaliyle... Ben, beni ittiğin yalnızlığa yelken açıyorum. Seninle deli dolu yaşadığımız, zamanı taşlayıp bizden uzak tuttuğumuz o geçmişimize koşuyorum. Sen, randevularına yetiş, aşksız geçen yaşamına yetiş. Çünkü ben zamanın olmadığı, yaşamın olmadığı, yalnızlar şehrine gidiyorum...

11.04.2003
Ankara / Mamak

Alperen Karadağ
Kayıt Tarihi : 12.4.2003 12:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Alperen Karadağ