önce /
kıvrılmış
rüzgara yenilmiş
mısırlar gibi
saçlarınla
tutup elinden
ıslanmış
suya sarılmış adamı
çağırdın yanına
üşümüş
bir bebenin üşüdüğü
gözlerini saracak yeri olmağı
o ilik
o pamuklu bulut içinde
daha fazlası olmadan
sarıldın
ılığım
sabaha kalmaz
dirilir etlerim
uzak zamandır
yorgundum
burda o yanında
iki kaşının arasında
ölene kadar
dinlenebilirim
susalım
sıcak
sonrası /
şu yataktan
büyük büyük olabilir mi dünya
ağlama
senin kadar yalnızım
senin kadar utangaç
sırtıma
ve yaralarıma bakma
senin kadar yalnız onlarda
görsem bile
aynadan
aynaya
daha sonrası /
bek geçti herşey
tohum toprağa
adam kadına
gece sabaha
biliyorsan
duaların sana
sarıl uykuya
gövdemle tutunuyorum sana
bırakma
yalnızlık sığmasın araya
gidiş /
enlemesine
boylamasına
ne varsa
sundum sana
içine bal katılmış kaşığımla
fakirim
ekmek bulamadım
dokundum
doydum
şimdi
güzel gözlerini
bana adı bağışla
tanrıya iş bırakma
kapı /
zor elin yongasına
göz yaşı katıp uğurlamak
gidip dönmeyene
bir daha görülmeyene
düşünce /
olmasa anlaşılmıyor yaşadığı
ışığa gittiler
kelebekler gibi
eridi kadın
şarkı söyleyen
siyah saçlı çocuğun gözlerinde
eridiler
su oldu
çaya karıştılar
yudum yudum
içle sohbet /
düşmesin üstlerine yıldızlar
gökyüzü varsa
onlarda var
gidiş /
sabah oldu
yol tutuldu
kar vardı
çıkamadık ziyaret
gülü aşağıda bıraktık
beyaza yakıştı
dönüş /
yağmur yağdı
ağlayanlar belli etmedi
06.10.2004
777'ye az kaldı
Zafer Zengin EtnikaKayıt Tarihi : 7.10.2004 18:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
dirilir etlerim
uzak zamandır
yorgundum
burda o yanında
iki kaşının arasında
ölene kadar
dinlenebilirim
Yüreğine taş değmesin.
ben..etnika
TÜM YORUMLAR (2)