önce sevinç ölür gerisi toprak
yorgun ve kendime ağırım
kederli ve bir nice dalgınlıktır gözlerim
soğuk ve ince bir rakı bardağı ellerimde buzmavi
buğulu ve damla damla gözyaşlarım karışıyor ezana
sesim ve hıçkırığa boğulan nefesim yangın
usul ve çığlık çığlığa düşüyor göğsüme ağaran başım
zaman ve temmuz susuyor içimdeki ormanda suca susta
kalbim ve yüzüm susuyor gece içine kapanan sarmaşıkça
yağmur ve mavi bir sis çömelmiş yüzümün burcuna
çokmu ve bu denli zormu biraz saygı toprağın kapısını aralayana
kendime ve yüreğime soğudum, hazırım kapıyı sonuna dek açmağa
alnım ve göz kıyılarım yaşımdan büyük ve istekli sonrasına
gitmek ve dünümü dökmek kaldı küf küf çocukluğumun uykusuna
gizlice ve kimseleri uyandırmadan günlük yaşamlarından
ceviz ve dut ağaçlarının altı serin yaprağı yorgandır uyuyana
dikişsiz ve ak libasta istemez hani yüreğini bilip gömene
yaşadım ve payımı sevdim acıyı dantel dantel işledim ömrüme
eksik ve eksilerek gidiyorum şair kusrum yarım bırakmak o kadar
ardılımda yok tamamlayacak
yek geldim yek gidiyorum dünyanızdan
gözüm arkada kalmayacak izimde mezarımda
benim kahrım kendime..
temmuz 2011
Tunay Bozyiğit Seyduna
Kayıt Tarihi : 8.12.2020 10:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!