Karanlık iyice bastırdı bugün gökyüzüne
Trenleri yakılmıştı ve ağaçları sökülmüştü kentin
Bir ceset vardı yolda, ağlıyordu durmadan öldüğünden habersiz
Kan damlarken gözlerinden, ölmemişler çiğniyordu acımadan
Anlatılamaz bir nefretle...
Savaş yaşayan topraklarda ölürken insanlar, kadınlar ve masum çocuklar
Kalabalık kentlerde, ellerde pankartlar ve duvarda yazılar; “SAVAŞA HAYIR! ”
Engel olamıyor milyonlar bir ülkeye.. savaş yaklaşırken yine kaybediyor iyiler
Yazılar yazmak, haykırmak avazın çıktığı kadar bağırmak.. karşı çıkmak savaşa
Güzel şeyler.. ama engel olamıyor ki nedense kimseler
Yakmamız gerek kendimizi gözünü kin bürümüşlerin karşısında
Ve yanarken haykırmak; “ BARIŞ NEREDE? ”
Nerede çok mutluyum deyip kendini denize atıp boğulanlar,
Nerede el ele yürüyen, bir kelebek kadar ömrü olan hüzünlü aşıklar
Nerede uçurtması tellere takılıp ağlayan kimsesiz çocuklar,
Ben gördüm! Az önce bir bomba düştü üzerlerine..hepsi yavaşça öldüler..
Ölürken beni gördüler.. kaç dediler.. yapamadım...sustum.
Başımı çevirdim acıyla;
Bir anne gördüm kurşunlar arasında, kucağında küçük bir kız çocuğu
Ağlarken annesi, kızı olanlardan habersiz tutmaya çalışıyordu akan yaşları elleri ile.
Rüya sanıyordu belki de tüm bu yaşananları...bilmiyordu gerçeği.
Ama öğrenmeliydi;
Düşler, gün gelir gerçek olur çok istendiğinde
Ya da gerçekler, bir düş olur hiç istenmediğinde..
SAVAŞ artık bir düş olsun... gerçeğin adı ise BARIŞ...
Martılar hep üstün gelsin akbabalarla kavgalarında
Ve karıncalar ezilmesin artık insanların ayaklarında...
İnsanlar ölmesin, iyiler gülsün bu saçma dünyada...
Kayıt Tarihi : 14.11.2004 18:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!