Önce Biri Düşer Yer Yüzüne, Sonra Biri D ...

Funda Kocaevli
224

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Benim ülkem, hayallerin ve katillerin ülkesi. Uzun kuleli şatoların, göz kamaştıran sarayların, ışıltısıyla her yeri parlatan göllerin olduğu bir ülke değil, hayallerin, dört yanda uçuştuğu bir ülke. Süpürgesine binmiş uzun burunlu cadıların, hayalleri avladığı gökyüzünün sahibi.

Hayallerimizin katilleriyle kucak kucağa yaşadığımız anlara sahibiz sadece. Düşünürüm önce hayalimi, gülümser gözlerim. Sonra avucuma koyar, gökyüzüne salarım onu. Biri uçar, bir başkası konar düşüncelerime. Bitmez hayallerim… Onların gökyüzündeki danslarına hayranlıkla şahit olurum ve başkaların hayalleriyle buluşmalarına. Sonra… Sonra bir cadı gelir uzaklardan, karanlığı peşine takıp. Elinde ondan daha korkutucu asası, vurur hayallerin yüreklerine. Önce biri düşer yeryüzüne, sonra biri daha…

Birden çoğalır hayal katilleri. Hem gökte, hem de yerde gezinmeye başlarlar. Olur da, bir hayal bile olsa ölmemişse yerde, bir kez daha nişan alırlar yüreğine. Can çekişir hayallerim. Öldürüleceklerini bile bile salıveririm onları gökyüzüne. Belki, bir tanesi kurtulur. Belki, bir tanesi O’nu bulur…

Hem hüzünlerin, hem de nefretlerin bebekleri bu hayaller. Mutluluklarım canımı acıtmaz. Canımı acıtanlar, düşündürür beni. Canımı acıtanlar, hayal kurdurur. Bazen, onların olmadığının hayalini kurarım. Kimini, camdan bir kafeste saklarım. İnsan, acılarını gülümseyerek uğurlar ya gökyüzüne. Kuş olup, özgür kalsınlar ya da ruhunu özgür bıraksınlar diye…

Tamamını Oku
  • Mustafa Yılmaz
    Mustafa Yılmaz 23.04.2010 - 16:15


    Önce bir hoşgeldin...
    Sonra bir hoşçakal...
    Kırık dökük bir kaç damla gözyaşı ve ardından binlerce kelimeyle yüzüm gülmedi senle aşk... Yazıları...
    Hayat bir köstebek çukuru sanki her gün eğrile böğrüle içinde daraldığımız...

    Bir masal olsa biterdi...
    Bir şarkı olsa sığmazdık içine...
    Bir kıskançlık olsa dayanılmaz acılara dönerdi ki biz hep dışında kaldık...

    Hasreti de vurdular...
    Sadece yaralı sanki...
    Sadece kıskanç sanki mutluluğa... Sana bana, kendine ki başka sansı da yoktu sanki...
    Sanki intikamdı kendi kendine bereler açmaya...
    Biraz masumluktan bahsedilir birazda riyadan
    ama
    uzantısı intikamdı riyanın son nefese...
    Ve
    sen o
    uzantının içinden kaçacaksın ki yeter vurulduğun...

    İçindeki çocukla baş başa kalacaksın ki biraz olsun çocuklaşacaksın...
    Bu senin son şansın dahi olsa yapacaksın bunu...

    Bu çocuk senden kaçan senin kadar çocuk ki çok vuruldu...
    Hadi güldür onu...
    Güldür ki gül sen de...
    Hem sen hem diğer çocuklar da biraz gülsün ki,
    ne dersin...
    Önce aşktan özür dileyeceksin çok sevmenin bedeli olarak...
    Her çok sevilen aşk yara alır ki bilemedin sen...
    Belki de bilmek istemedin...
    Belki de bilmemek için direndin...
    İnandın, çünkü aşka her kaybeden gibi...
    Sen de kaybederek kaybettiklerinden oldun haberin var mı...
    Sana gelen mektuplardan haberin var mı...
    Sevme bu kadar ve sevilme daha çok…
    Bir gün ağlamamak için sevme bu kadar...

    Hepsi bu...
    Hayat bir gül ağacı değildi ki seni de kızartsın...
    Donacaksın...
    Rengin uçuk beyaz olacak ve güleceksin her kalem tutuşunda kırmızı mürekkebe...

    Hadi unut sev kendini...
    Sen de sevilenlerdensin...

    Mustafa Yılmaz
    ant+10


















    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta