Şimdinin insanları çelişik duygular içindeyse de pek çok çelişkileri tarihsellik içinde sınıflanıp, kurallaşıp; bilinir, kullanılır iradeye dönüşmüştür. Erken dönem insan çelişkilerinin pek çoğu şimdiki insanlar için bilinir, nesnel kurallardır. Eski insan ataları, eski insan için hem kendileri dışında bir mana güçtü. Hem de kendisiyle bir bütünmüş, kendileriymiş gibi sanmanın toptan davranışı içindeydiler.
Yani erken dönem insanları, duygularıyla devinen duygularına kapılan insanlardı. İnsanların edindiği tutumlar nesnel nedensellikler olmayıp; daha çok kendi hislerini tutum edinmiştiler. Duyguca etkisi altında oldukları yaygın mana güçlerini, bu duygularıyla bağıntıladılar. Bu gibi bağıntılımalar erken dönem insanlarımızın mantıkilikleri ve akılcılıkları olmuştu.
Animizm mantıklı insan, bu duygu ve duygudaşlıklarını, atalara bağ etmenin alan zeminiyle tutumlaştılar. Günün içinde yeni yeni yaşantılaştığı diğer şeyleri de bu animizdi olan alanın içine ilişkilediler. Erken dönem insanlarımız, yamyamlıklarını da animizm içinde kullandılar. Animizmdi anlamalar; insanlarımızın duygularıyla, deneyimleri ve yamyamlıklarıyla yaşantılı kılınmanın üçlü kesişen bileşkesi olan her bir durumlarıyla da zenginleştiriliyordu.
İnsanların yamyamlık yaşantısıyla, animizdi anlamalarının arasındaki bağ ve girişmeler neydi? İlki, yedikleri, içtikleri şeylerle, kimi kendi dışlarındaki yaygın güçlerin, kendilerine geçtiği gibi duygu heveslerinden kaynaklı etkin tesirlerdi. Onlar gibi güçlü olma, isteyişi; bu güce duyulan heveslerden ötürü ölülerini yemeleri; adeta erken dönem insanının bu tutumlar devimselliği içinde olmaları, taklitçi oyun içinde olmalarıydı.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta