Onbeş Ocak
Uyumadım dün gece yine,
Oysa söz vermiştim kendime.
Çok denedim ama dönmedi
Tatlı hayallerim ninniye.
Sabah yüzüm takvime döndü.
Aman Allahım, yine dündü.
Aylardan ocak, günü onbeş
Yaşadığım ve gördüğümdü…
Bu mudur yoksa hak ettiğim?
Hadi git ordan be kardeşim!
Kalleş kader işte, ne denir!
Belki de bundandır sinirim.
İçimdeki boşluk, galiba
Sirayet etmiş hayatıma.
Sanırım günahını aldım
Kalleş kader, kusura bakma…
Ben miydim yoksa asıl sebep?
“Suçu ilk kendinde ara hep”
Diye söyler her zaman annem,
Bu ettiği tek şeydir talep.
Yaptım üzerime düşeni,
Her daim elimden geleni.
Çok çalıştım ve de başardım.
Geri bıraktım engelleri.
Peşinden ne olduysa oldu:
Dertler bir bir yola koyuldu.
Eşi benzeri duyulmamış
Uzun bir uğursuzluktu bu.
Hüzün boğdu beni gün be gün.
Aş değil, taş yedim her öğün.
Soldurmadım ama bu yüzü,
Görünmedim kimseye küskün
Gönül oldu dert kumbarası.
Ağrısı, sızısı cabası
İstanbul’u bir yana bırak
Beni canımdan usandırdı.
Şimdi her şey değişti biraz.
Ne fırtına var ne de poyraz.
Sadece üşütmeyen meltem
Kaldı, bir de ağır bir enkaz.
Böyle olsa da her ne kadar,
Az iyleşmiş olsa da şartlar,
Ters giden bir şeyler olmalı,
Ağlatmazdı yoksa şarkılar…
Deniliyor ki “yavaş yavaş,
Üzme kendini be arkadaş!
Elbet sonunda kurtulursun,
Biter, sona erer bu savaş”
Bu tür sözlere yok hiç gerek
İstediğim bir ışık görmek
Artık anlasın beni biri
İnanın dileğim budur tek.
Ümit, kahramanca göğsünü
Gerdi, çarpıştı ve de öldü.
Ey sevdiklerim nerdeydiniz?
Yalnız geçirdi son gününü.
Miras kaldı hayale, düşe
Gel gör ki rüya ihanette…
Evet, “mutlu son” dedikleri
Filmlerde oluyor sadece.
(İstanbul 2003)
Hızır GölgeKayıt Tarihi : 11.3.2003 15:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)