Ona Mescid-i Aksa'da Rastladım

İbrahim Yasar
94

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Ona Mescid-i Aksa'da Rastladım

Maneviyatımzın yoğunlaştığı ve tüm islam dünyasının da içinde bulunup birlikte yaşadığımız bu güzel Ramazan ikliminin son günlerinde, yaşadığımız sel felaketi ve gelen şehit haberleri, yine moralimizi bir hayli sarstı. Belki okuyanlara bir nebzecik de olsa manen, bir nefeslik moral, şan şeref ve asalet, sabır ve sebat örneği olur diye bu hatıra yazısını sahifeme not düşme ihtiyacı hissettim. Ben yıllar önce bu anı yazısını bir dergide okyup ürpermiştim, heyacanlanmış, adeta silkelenmiştim, bugünkü hal ve vaziyetimizle de karşılaştırarak içnde bulunduğumuz çeşitli sıkıntıların nereden ve nasıl kaynaklandığını daha iyi anlamıştım.Zafiyetlerimizin manevi köklerimizden bir hayli uzak kalmamızdan ileri geldiği kanaatına varmıştım
Bu yazıyı belki daha önceden okumuş olalanlar da olmuş olabileceği gibi okumamış olanlar da çoktur diye düşündüm.
Ayrıca bu anının yazarı Rahmetli İlhan Bardakçı muteber bir gazetteci, tarihçi ve yazardır.

O'NA MESCİD-İ AKSA'DA RASTLADIM

'Tarih: 12 Mayıs Cuma 1972/Mekan: Kudus, Mmescid-i Aksa/ Anlatan: Gazeteci Tarİhçi İlhan BARDAKÇI
Gazeteci arkadaşlarımla bu mübarek mekanı dolaşıyoruz.
Kudus Kapalıçarşısı'nda rüzgar gibi dolanan entarili kahvecilerin ellerindeki askılara çarpmadan biraz yürüdüğünüzde önünüze çıkan kapı sizi Mescid-i Aksa'nın önüne kavuşturur. Mirac Mucizesi'nin soluklandığı ilk kıblemize yani... Hemen oracıkta ilk avlu vardır ki hala bizim lakabımızla anılır,'12 BİN ŞAMDANLI AVLU' derler oraya. YAVUZ SULTAN SELİM HAN 30 Aralık 1517 salı günü KUDUS-Ü ŞERİF-İ, DEVLET-İ ALİ OSMAN'a katmaştır. Ortalık karadığında yatsı namazını kendisi ve bütün ordu beraber o avluda kılar. Şamdanları yakarlar. Tam on ikibin şamdan...Tam On İki Bin Şamdanlı
Avlu ismi oradan kalmadır. Sekiz-on basamaklı geniş merdiveni adımladınız mı Mukaddes Mescid'in bağdaş kurduğu ikinci avluya ulaşırsınız.
O'nu merdivenin başında gördüm, iki metreye yakın bir boy...İskeletleşmiş vücudu üzerinde bir garip..Palto? .. Hayır! Kaput, pardesü, kaftan? ...Değil.. Öyle bir şey işte..Başındaki kalpak mı, takke mi fes mi? Hiçbirisi değil..Oraya dimdik dikilmiş. Yüzüne baktım da ürktüm. Hasadı yeni kaldırılmış kıraç toprak gibi..Yüzbinlerce çizgi, karışık ve kavruk, bir deri kalıntısı...Yanımda bizim eski vatandaşımız İstanbullu Yusuf'a sordum:
'Kim bu adam? ' dedim. Lakayıtça omuz silkti. 'Bilmem, bir meczup işte.Ben bildim bileli yıllardır burada dururmuş.Çakılı gibi hala duruyor ya..Kimseye bir şey sormaz, kimseye bakmaz, kimseyi görmez.'
Nasıl, neden, niçin? Hala bir şey bilmiyorum, yanına vardım. ' Selamun aleykum baba! ' dedim. Toparlanmış göz kapaklarının altından, sütrelenmiş gibi jiletle çizilmişcesine donuk gözlerini araladı, yüzü gerildi. Bana o bizim canım Anadolu Türkçemizle cevap verdi: 'Aleykümüsselam oğul! ' Dona kaldım..Ellerine sarıldım, öptüm..
'Kimsin sen baba? ' dedim. Analttı ki ben de size anlatacağım. Ama evvele biliniz; O canım devlet çökerken biz Kudus-ü Şerf'i 401 yıl, 3 ay, 6 günlük bir hakimiyetten sonra bırakmak zorunda kalırız.
Ordumuz çekiliyor, tutunmaya imkan yok. Devlet zevalin eşiğinde.. İngiliz girinceye kadar geçen zman içinde Yağmalanmasın diye orada bir artçı bölük bırakırız. Adet odur ki kenti zapt edenler asayiş görevini yapan yenik ordu askerlerine esir muamelesi yapmazlar.
'Ben Kudüs'ü kaybedttiğimiz gün buraya bırakılan artçı bölüğünden...
...Ben, o gün buraya bırakılmış 20. Kolordu, 36. Tabur, 8. Bölük, 11. Ağır makinalı Tüfek komutanı Onbaşı Hasan... Sana bir emanetim var oğul! Nice yıllardır saklarım. Emaneti yerine teslim eden mi?
'Elbette' dedim.
'Memlekete avdetinde yolun Tokat sancağına düşerse; git burayı bana emenet eden Kumandanım Kolağası (Ön Yüzbaşı) Musa Efendi'yi bul. Ellerinden benim için öp. O'na de ki: Gönul komasın! '11.MAKİNALI TAKIM KOMUTANI IĞDIRLI ONBAŞI HASAN, O GÜNDEN BU YANA BIRAKTIĞIN YERDE NÖBETİNİN BAŞINDADIR. TEKMİLİM TAMAMDIR KOMUTANIM! ' dedi dersin.
Sonra yine dinledi. Taş kesildi. Birkez daha baktım, kapalı gözleri ardından, Peygamber Ocağı Ordumuzun serhat nöbetçisi gibiydi, ufukları gözlüyordu...
HALA NÖBETİNİN BAŞINDAYDI...

İbrahim Yasar
Kayıt Tarihi : 11.9.2009 15:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osman Erdoğmuş
    Osman Erdoğmuş

    Daha öncede okumuştum,
    Tekrarında da muhakkak hayır vardır
    Teşekkür ediyor
    Gayretlerinizin devamını diliyorum.

    Cevap Yaz
  • Mehmed İhsan Uslu
    Mehmed İhsan Uslu

    TEBRİKLER ÜSTADIM!
    ALLAH C.C. RAZI OLSUN. DAHA ÖNCE OKUMUŞTUM. AMA TEKRAR OKUMAK ADETA O GÜNLERİ YAŞATTI. GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ HAYALİ CİHAN DEĞER DERLER YA. İŞTE ÖYLE.
    KALEMİNİZ VAR, HER GÜNÜNÜZ BAHAR OLSUN.
    100+ANTO.
    SAYGILARIMLA..

    Cevap Yaz
  • Nazire Bağlar
    Nazire Bağlar

    Rabbim bizlerede nasip et.

    Cevap Yaz
  • Feride Bektaş
    Feride Bektaş

    Üstat Ağabey ; Her bir satırı pür dikkat okurken hayretler içinde donup kaldım.
    Aklın ve mantığın aciz kaldığı anlar bu anlar olsa gerek...Allah mekanlarını Cennet eylesin.
    Bu ibret yüklü yazıyı bizlere aktardığınız için müteşekkürüm.Tam puan.

    Cevap Yaz
  • Osman Genç
    Osman Genç

    İbrahim bey...

    Teşekkürler...
    Yazıdanda anlaşılacağı gini her şey bize has ve yüreğimize işliyor..............saygıyla

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (21)

İbrahim Yasar