Sana ufku anlatmak istiyorum
Yüreğini
Avuçlarında bir güvercinin
Yüreğiyle yatıştıran çocuğun
Bileklerinde çözüp
Doldurduğu şeyi
Sana anlatmalıyım...
Binlerce insan dökülmüş duraklara
Asfalttan, yapılardan, seslerden;
Binlerce saattir oradalar
Ve kudurgan bir beyin
Ve kıpırtısız bir yürekle
Düşmanca bir şeyler biriktiriyorlar karşılıklı
Ve herkes birbirine benziyor
Ve herkes yabancı birbirine üstelik.
Sana ufku anlatmak istiyorum...
Yalınayak
Ve aşağılara koşarken çaylarda
Çakıl taşları, çağlayanlar
Ve kayaların oyuklarında köpüren suyun
Düşündürdüğü şeyi
Sana anlatmalıyım...
...
Sana ufku anlatmak istiyorum...
Bir ağacın kökleri ve dallarıyla
Uzanıp uzanıp vardığı şeyi
Sana anlatmalıyım...
İçinde duvarlar uğulduyor ilişkilerin
İlanlar, rutubet, çıkar...
Ve söz namusun simgesi değil,
Duygular öyle lekelenmiş
İçtenlik öyle hesap işi ki...
Kimin öpüşleri bir papatya kadar temiz
Kim kime kıstırıldığı anda omuz verebilir?
Ya aşk: çarparak başlatan yeni şeyleri
O sevinç
Nerede şimdi?
Yine de güzel bazı duygular
Aşkla kendini onarıyor
Fakat rüzgârlı, yağmurlu ve sabahları
Bir sinir birikintisi olarak karşılamaktan
Bakışları gizlice köreliyor onun da
Ve hatta sağanağı bir nehir gibi
Yabani bir hayvanmış gibi düşünüp
Ürküyor
Ve giderek aciz,
Sinirli, habis insanlar dolduruyor caddeleri;
Oysa şehirden Yabani bir hayvan kadar uzakta nehir
Öpüşüyor uçsuz bucaksız bir çalkantıyla
Ve yüzlerce çocuk tanıyorum
Kaçak bir duygu taşıyan sinemalarda
Ona doğru koşmak için...
Sana ufku anlatmak istiyorum.
...
Son mavisi gözlerinde kaldı gökyüzünün
Bu şehirde
Anlatmak istediğim
Kayıt Tarihi : 21.11.2002 19:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Düşte gibiyim;
Uyanıp kendime,
gelmeliyim ben.
Varsılın eksiğin dost,
Yoksuldan alır.
Köroğlu'nun aslın
bilmeliyim ben.
Köroğlu mu, harami mi,
bilmeliyim ben...
İnsanın insanı
Olmalıyım ben.
Bu bir semah arkadaşlar. Sadık Gürbüzden yıllar önce dinlemiştim. Sayfadaki şiir beni bu semaha döndürdü. Siz de isterseniz gidip dönebilirsiniz. Adres paspasın altında. :)
Nihat Behram, Yine de Gülümseyerek adlı kitabında Yüz Seçme Şiirle evimde konuktu yıllardır. Bugün sayfaya gelmiş, hoşgelmiş.
Şairimizin bendeki kitabının 215. sayfasındaki şiirini sizinle paylaşmak istiyorum.
Yanımda Olman İçin
Ne demeli şimdi
Bir çiğdemin toprağı yırtışını seyredişe
göğe mi dokunmalı
ucuna mı körpe filizin
Öyleyse
karanlık sokaklarda
koştğumu düşün
Ay
gebe bir kadın gibi sarkıyorken denize
Dirseklerimle böğrüme gömdüğüm
titremeyi düşün
oradan
göğsümü kaplayışını soğuk bir terin
Saygılar,
PaSPaSaLTı:
/>
O kontrolden çıktı çünkü..
Ciklet manisi yazmak böyle bir şeydir çünkü.
Cekirdek gibi çitlemek gibi.bir başladın mı bırakamazsın.
yemek yerken,maç seyrederken ve inanmayacaksın tuvalette bile yazılır.
İlk okula giderken ben de öyleydim..
Bir küçük kağıt parçası görsem hemen ciklet manisi yazardım.
feyzi beyi de bu haliyle kabul edicez artık aramızda
kanra545
Bay, 73
17.09.2012 14:54
Şair anlatmak istediğini gerçekten güzel anlatmış tashihli şeklini okuyunca daha da güzel olmuş vesselam.
Büyüklerde büyüklüğün alameti tevazu ve mahviyettir.
Küçüklerde küçüklüğün alameti tekebbürdür.
'Ben yaptım,ben ettim' demek şirkin bir uzantısıdır.
Ene'yi yırtıp,Nahnü'yü ya da 'Hu'yu göstermek bizim vazifemizdir.
Kanra545
...işte bu bakınız Kanra beyin benim yorumumu okumadan benim hissettiğimi TERENNÜM ETMESİ kulak kesilinilecek bir durumdur. evet eneden kendisini sıyıra bilenler açık yaza bilir.
...ama yine tek hatası NURANİ'den Allah razı olsun diyememesi. çünkü bizim dikkatimiz neticesi bu kanıya vardı.
TÜM YORUMLAR (41)