DİKKAT! ! ! 10 yillik yagmur periodundayiz...
Dünyaya 10 yılda bir çok yağmur yağıyormuş.
Bu yıl (2010) bu 10 yıllık periyottaymışız.
Bu nedenle yediğiniz kaysı, şeftali, kiraz, vişne, erik vb. çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın ve herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün.
Üzerine de bir bardak su dökün.
Dikilen bu meyvelerin en az yarısı yeşerip ağaç olurmuş.
Ekonomik yoldan ülkemizi yeşillendirmek için dikebildiğimiz kadar meyve çekirdeği gömelim.
LÜTFEN BU YAZIYI TÜM DOSTLARIMIZA İLETELİM...
En büyük israflardan birisi meyve çekirdeklerinin çöpe atılması, ülkemiz adına küçümsenemeyecek büyük bir servet...
Bu uygulamayı TEMA da yaptı,teşvik ediyor.Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız oksijeni karşılamak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır.
SAYGILARIMLA
3 ÖYKÜ, 3 ALINMASI GEREKEN DERS...
I. Kıssa
Avrupa'nın ünlü sanat merkezilerinden birinde, çocuğun biri, vitrinde çok
hos bir tablo görür.
Tablonun bedeli oldukça yüksektir. Çocuk bu tabloyu bir sonraki sene
abisinin doğum gününe almayı ister ve bir iş bulup kıt kanaat geçinerek
biriktirdiği tüm para ile mağazaya gider.
Sanslıdır, tablo hala satılmamıstır. İçeri girer, tabloyu bir süre
yakından izledikten sonra resmi yapan sanatçıyı bulur ve; 'Abimin doğum
günü için bu resmi satın almak istiyorum, tüm param da bu kadar' der.
Ressam bir süre düsündükten sonra resmi paketler ve çocuğa satar. Çocuk
paketini alır ve tesekkür ederek çıkar.Mağazada adamın arkadasları da
vardır ve şaşkın şaşkın sorarlar: 'Sen ne yaptın, o resmin değeri
milyonlar ederdi. Neden bu kadar düsük bir rakama sattın? '
Ressam cevap verir: 'Evet, ben bu resme milyonlarını verecek bir sürü
insan bulabilirdim, ancak tüm servetini bu resme verecek kaç kisi
bulabilirdim? ...'
Sözün Özü: Günümüzde insanlar her seyin fiyatını biliyor, fakat hiçbir
şeyin değerini bilmiyorlar.
Oscar WILDE
II. Kıssa
Yaşamın anlamını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç, gezdiği
ülkelerden birinde ünlü bir bilgeyi ziyarete gitmişti. Gezgin genç,
bilgenin yaşadığı evde, tüm duvarların kitaplarla kaplı olduğunu gördü.
Fakat evi dikkatle gözden geçirdikten sonra, yerde bir kilim, duvar
dibinde yatak olarak kullanılan bir sedir, ortada ise bir masa ve
sandalyeden başka evde hiçbir eşyanın olmadığını gördü ve merakla sordu:
'Neden hiç eşyanız yok? ' dedi. 'Koltuklarınız, kanepeleriniz,
büfeleriniz.... Onlar nerede? '
Bilge, bu soruya karşılık olarak kendi bir soru sordu gezgin gence; 'Senin
de yalnızca, sırtında taşıdığın küçük bir çantan var, yavrum' dedi. 'Peki,
senin eşyaların nerede? ' Gezgin genç, kendini savunurcasına yanıtladı bu
soruyu: 'Ama görüyorsunuz.... Ben yolcuyum.' Ünlü bilge, hak verircesine
güldü: 'Ben de öyle, yavrum' dedi. 'Ben de öyle.....'
III. Kıssa
HZ.Ali'nin ağabeyi Cafer b. Ebu Talib'in oğlu Abdullah, sıcak bir günde,
bir kabilenin hurmalığına inmişti.
Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye, yemek vakti üç
parça ekmek geldiğini gördü. Adam ekmeklerden birini ağzına götürmek
üzereydi ki, birden önünde açlığı her halinden belli bir köpek belirdi.
Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı. Köpek ekmeği derhal yedi. Köle
ekmeğin ikinci parçasını da attı. Köpek bunu da bir kerede sildi süpürdü.
Köle bunun üzerine üçüncü parçayı da köpeğe verdi. Kalkıp, yeniden işine
dönmek üzereydi ki, olup biteni uzaktan seyreden Abdullah,yaklaşıp sordu:
'Ey köle, bugünkü yiyeceğin ne kadardı? ' Köle sıkılarak cevap verdi:
- 'Işte bu üç parça ekmek.'
- 'O halde neden kendine hiç ayırmadın? '
- 'Baktım ki, hayvan çok aç. O halde bırakmak istemedim.'
- 'Peki sen ne yiyeceksin şimdi? '
- 'Oruç tutacağım.'
Bunun üzerine, Abdullah b. Cafer, köleden sahibini, evinin nerede olduğunu
sordu. Sonra da gidip adamdan bu hurmalığı içindeki köleyle birlikte satın
aldı. Sonra döndü, köleye bu tarlayı ve onu sahibinden satın aldığını
söyledi ve ekledi:
'Seni azad ediyorum. Bu hurmalığı da sana hediye ediyorum.' Cömertliğiyle
meşhur Abdullah b.. Cafer, kendisinden daha cömert birini tanıyıp
tanımadığı sorulduğunda, bu olayı anlatır ve: 'Ama o köpeğe topu topu üç
parça ekmek vermiş; sense ona koskoca bir hurmalığı ve hürriyetini
vermişsin' dediklerinde, şu karşılığı verirdi: 'Ama o elindeki herşeyi
verdi; ben ise elimdekinin bir kısmını...
Kıyamet günü Allah katında insanların en kötüsü, fenalığından korkularak
kendisine hürmet edilen kimsedir. (Hadis-i Şerif)
--------------------------------------
Bu e-posta mesaji kisiye ozel olup, gizli bilgiler iceriyor olabilir. Eger bu e-posta mesaji size yanlislikla ulasmissa, icerigini hic bir sekilde kullanmayiniz ve ekli dosyalari acmayiniz. Bu durumda lutfen e-posta mesajini kullaniciya hemen geri gonderiniz ve tum kopyalarini mesaj kutunuzdan siliniz. Bu e-posta mesaji, hic bir sekilde, herhangi bir amac icin cogaltilamaz, yayinlanamaz ve para karsiligi satilamaz. Bu e-posta mesaji viruslere karsi anti-virus sistemleri tarafindan taranmistir. Ancak yollayici, bu e-posta mesajinin - virus koruma sistemleri ile kontrol ediliyor olsa bile - virus icermedigini garanti etmez ve meydana gelebilecek zararlardan dogacak hicbir sorumlulugu kabul etmez. This message is intended solely for the use of the individual or entity to whom it is addressed, and may contain confidential information. If you are not the intended recipient of this message or you receive this mail in error, you should refrain from making any use of the contents and from opening any attachment. In that case, please notify the sender immediately and return the message to the sender, then, delet and destroy all copies. This e-mail message, can not be copied, published or sold for any reason. This e-mail message has been swept by anti-virus systems for the presence of computer viruses. In doing so, however, sender cannot warrant that virus or other forms of data corruption may not be present and do not take any responsibility in any occurrence.
--------------------------------------
LARGEST FLOWER IN THE WORLD
DÜNYANIN EN İRİ ÇİÇEĞİ.......
2 metre yükseklik ve 75 kilo ağırlıkta; dünyanın en iri çiçeği Meksika Veracruz, RBlanco'da, her 40 yılda birkez ve yalnızca üç gün açıyor. Tüm yaşam boyunca onu ancak bir ya da iki kez görebilirsiniz. Bunu 'Dünyanın 8.nci Harikası' olarak nitelemek gerekmez mi?
Öküz dili olarak ta bilinir.
Araceae familyası'ndan olup 'kadavra çiçeği' de denilen Amorphophallus titanum, her 40 yılda yalnız bir kez üç gün boyunca açık kalma özelliğine sahiptir, Doğa Ana'nın bu Veracruz'daki bu kasabaya ayrıcalıklı bir armağanıdır.
Prof.Dr.Ekrem KÜN
--- Original Message ---
From: Ayhan ATILIR
Sent: Thursday, July 08, 2010 12:54 PM
Subject: LARGEST FLOWER IN THE WORLD
LARGEST FLOWER IN THE WORLD;
DÜNYANIN EN İRİ ÇİÇEĞİ;
Largest flower in world... '
The largest flower in the world was blossoming in RBlanco, Veracruz, Mexico
2 metres high and weighing 75 kilos, it has the peculiarity of blooming only
during three days every 40 years.
You'd only see it once or twice in a lifetime!
Shouldn't this qualify as the '8th Wonder of the World'?
It is also known as a ox tongue
.
Amorphophallus titanum (Araceae) , also called 'cadaverous flower' has the pecularity of blooming only during three days every 40 years, a privilege that Mother Nature bestowed on this town in Veracruz.
Kayıt Tarihi : 22.7.2010 16:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!