On Yedi Diferansiyeller Yeli Muzip Mucit ...

Habibe Merih Atalay
496

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

On Yedi Diferansiyeller Yeli Muzip Mucit Provokatör Guruldama: 16: Olmuş İlmiğin Kaçtığı An Mürsil Verici

-çıkarcı şiir-

kim yargılayabilir sevemediğim için
sevmenin bir yardımı oldu mu bugüne kadar

konuşmak istiyorsunuz biliyorum
durmadan konuşmak
konuşmanın bi yararı -o l m a d ı- bu güne kadar

peki neyin yardımı oldu

h i ç b i r ş e y i n
hiçbir şey y a r d ı m c ı o l m a d ı
o l a m a d ı

anlatabilir miyiz gerçekten kendimizi -aldatmaksızın-
hem neden -neden- anlatalım -zorunda- mıyız
bu iletişimi kurmak zorunda mıydık

niçin -neden- iletmek ister insan kendini -iş- icabı

çıkar doğrultusunda -yok- çıkarsız bi iletişim
çevreyi etkileme ihtiyacı -haydi canım- daha neler
b u d a b i r b a ş k a ç ı k a r

insanın kendini -bir insan olarak- gerçekleştirmesi
sosyal süreçlere girmelerinden sadece biri
-yapılması gerekli şeylerden-

iletişim olabilirdi -biliyoruz- ki bu asla -yetmedi-
yetmez -yarışa dahil olmak bu- barışa değil
insanın kendini gerçekleştirmesi -demek- yarışmak
yani -savaşmak- sosyal süreçlerden kastedilen -aslen- bu aslan
:
Büyük Yarış

bu benim işte -ben-
hem de öylesine benim ki
cümleler kuruyorum epeydir

yok gibiyken ecem
bir durur dalganın sıfır noktaları
başak tutmaya başlamışsa ekin
çek tetiği
bu yıl ekin çok muğlak

kökler sürgün dü ucu bucağa
soğurgan delik yüreği köklerimin
sürgündük -dün de- uçsuz bucaksız soğuyan
delilik yüreksizliğinde

köklerimin he mi de -hamide- dokuzun koçu
:
Ey Perseus
kahramanlar kahramanı ananın
yeraltının o tunç an utanç odası
Sinemalarında sinesi ağladı

burda da bitmiyor bir hikâyenin daha başlangıcı
dediğimin ne önemi var susan saatler oldukça kalpte
ne faydası olur hikâyelerin başlangıcını bilmenin

gözlerim uzaktan komutanın düğmesine bastığı an
tek dokunuşla açıldığında dünya vizyonunda
başlamıştı çoktan bu yaşamın şu -kazurat- dizisi

diğer kanallardaysa başka filmin son -boş- karesi
çoktan geçip gitmekteydi milyar milyar milyar yıldır
varmaksızın sızanın sızlayanın farkına

kendimi bulduğumda karşısında değil de bir aynanın
lacivertin yabancı yatağında el'im -onun da- bilmediğim kadarı
bakıp bakıp fırçalarken dişimi düşleyebildiğim
parmaklığın dibine düşen tek şey

dişlerin parlaklığı önceki dişil düşlerden
dişlileri ya da geçmişin tüm ağızlardan
düğümü burda da bitmez hikâyenin
daha çok başlangıcı var
bu da bitmez bir hikâyenin dahi
midesinden kopan minesindendir

ne faydası olacak bize fena mı koktuğunu bilmenin
dediğimizin de ne önemi olsun -sırlar köprüsü-

en.. en.. en karanlık sırları açıldı olmayan ülkelerin
inşa oldu iskeleler kuruldu yüreğin gelecek köprüsü
limitsiz uzaklara uzandı okundu el mihenk taşına
saklandı üçüncü boyutun kelimeler bileşkesi kutusu
yadırgama alış... T.S. geleneksiz ve bireysiz yetime

"Şiir, Heyecanın başıboş bırakılması değil
heyecandan bir kaçıştır
kişiliğin dile getirilmesi değil
kişilikten bir kaçıştır
ama şüphesiz yalnız kişiliği heyecanları olan kimse
bunlardan kaçmak istemenin ne demek olduğunu bilir."
:
Hah
Hah
Haaaa

öyleyse soru işareti -şiir- ünlem ve iki nokta üst üste'yi de bilmektir
öyleyse bil -bil ki- utanma..
yarada buldum ikizimi

bulur birbirini yaralar yaralar bulur birbirini bulur yaralar
birbirini yaralar birbirini bulur

Habibe Merih Atalay
Kayıt Tarihi : 8.12.2013 19:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


13 Kasım 2013 Çarşamba 20:19:36

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Habibe Merih Atalay