table width=%80 align=left
tr
td width=100% align=leftfont color=#800000
img src=http:gruplar.antoloji.com.tr/i/g/att/97/12012_42197_20073141321.JPG
/headp align=leftfont face=Times New Roman style=font-size: 13pt color=#3B0407
/headp align=leftfont face=’Monotype Corsiva style=font-size: 14pt color=#522f29
İşte yine sensiz, acı bir On Kasım daha Atam
Yıllarca timsah gözyaşları dökerek
Hovardaca tükettik koca mirası
Acımadık, hiç hesap etmedik yarınları Atam.
Utanmadan, sıkılmadan ağlaştık yıllar yılı
Özrümüz kabahatimizi çoktan aştı
Suçluyuz, tek çivi bile çakamadık senden sonra
Daima aldandık
Teknolojinin sahte ışıltılarına.
Mahcubuz sana Atam
İşin özünü kavrayamadık
Muasır medeniyete ulaşamadık
Töreler, tabular, okutulmayan kızlarımızla
Cehalette de tembellikte de birinciyiz.
Bu ahvalde nasıl çıkacağız huzuruna Atam
Başımız hep önde, beceriksiz ve boynumuz bükük
Okumadık ki seni, hazırdan yedik kolayca
Her anma gününde
Arşivden çıkardığımız eski filmlerle
Bir türlü gelemedik yaşadığımız güne.
Dünyada bu istiklâlin yok başka örneği
Ama biz hala şaşkın, göremiyoruz âfakı
Hiç anlayamadık seni, okuduğumuz hep ezber
Dirhem emek katamadık ki
Medeniyette bir arpa boyu yol gidelim.
Kıpırdamıyor elimiz kolumuz
Bağlandı basiretimiz, teslim oldu yabancılara
Önce beyinler, sonra da memleket
Korkarım, mirasından geriye bir şey kalmayacak
Ağlıyoruz, el olduk kendi evimizde
Göçmen kuşlar gibiyiz şimdilerde.
Ne kadar da akıllıydın zorlukları başarırken, Atam
Kimse hayal dahi edemezken
Cumhuriyeti kurup, insan onuruyla yaşamayı öğrettin
Ama biz ne yaptık?
Şanlı maziyi toprağa gömdük Atam
Hem de adım adım.
Aziz Atam,
Doğduğumdan beri hep seni düşünürüm
Hala aklım almıyor nasıl başardığını
Ben de, güçlüklerimi yenmek için
Hep kartal bakışlarını taklit ettim
Yıllarca ağladım gidişine, hala yanıyor ciğerim
Haykırıyorum yüreğimle
Buradayız Atam,
Biz varız yolunda sapmadan yürüyen.
Tarihimi anlamak için Çanakkale’ye gittim
Hep düşündüm azameti mazgallar ve siperlere baktıkça
Sanki hala barut kokuyor için için
Genzim yandıkça hazin kokularla
Her tepesinde ağladım,
Baştan aşağıya okudum Kuvva’yı, Anadolunun şanlı destanını Baş tacı ettim gönlümde
Cefakâr, yiğit kadınlarımızı.
Çatık bakıyorsun
Çıkmak istercesine çerçevenden
Biliyorum, kızgınlığını haykırıyorsun sessizce
Hiç merak etme Atam, hala duyan var kükremeni
İç bedhahlar o kadar çok ki
Ne yazık ki, içeride asıl kavgamız.
Benim Ulu Önderim, affedebilecek misin bizleri?
Yılda birkaç kez öylesine sıradan andığımız için
Günü kurtarma çabası ve telaşıyla
Yaptığımız gösterişli törenlerle, tantanalarla
Anmak mı, yoksa anlamak mı seni?
Hala çözemediğimizi.
Küsme bize Atam,
Senin nesliniz biz, biliriz seni
Öğreneceğiz tarihimizi, göz atarak yurdun her köşesine
Toprağımızda gördüklerimizi
Taş gibi bağrımızda hep hissedeceğiz.
Yüreğimizin en güzel yerinde hep yaşatacağız seni
Şu günlerde ne kadar da ihtiyacımız var sana
Hep anacağız, unutmadık seni
Ama artık ağlamadan sızlanmadan
Anlayarak, okuyarak
Yolundan izinden gideceğiz Aziz ATAM!
Nur içinde yat, biz buradayız.
(08.11.2005)
Burhanettin AkdağKayıt Tarihi : 8.11.2005 11:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ağlama günü, matem günü olmamalı artık 10 Kasımlar. Ulu Önder'i ve yaptıklarını anlamak ve ruhunu rahat ettirmek için her 10 Kasım yeni bir fırsat olmalı. Anarken anlamak, tek yapılması gereken.
Okuyacağız tarihimizi, göz atacağız yurdun her köşesine
Göreceğiz seni toprağımızda, taşımızda, hep hissedeceğiz
'ANACAĞIZ' seni daima yürekten, ama 'ANLAYARAK' ATAM!
__Duyarlı kaleminiz hiç susmasın....Tebrikler...
Güçü bir kalemden, duyarlı bir şiir daha okumanın hazzını yaşadım.Teşekkürler.
Tebrikler
İstismarlar o kadar çok ki her alanda..Bu da onlardan biri sadece..
tebrikler sayın Akdağ
'ANACAĞIZ' seni daima yürekten, ama 'ANLAYARAK' ATAM!
TÜM YORUMLAR (6)