Su! .. su! ..
Saniyeler ay dakikalar yıl
Kolumda bir böcek şişmiş yarama tırmanıyor
Bir böceği yakından ilk kez inceliyorum
Elimi oynatamıyorum böcekler üstümde bir şeyler yiyor
Yüzlerce tuvalet solucanı kıvrım kıvrım etrafta geziyor
Tanrım ne zaman çıkacam buradan
Fareler hücreme dolmadan
İri dişleriyle fareler..lağım fareleri..
İnsanın kulağını burnunu yer
Televizyondakiler ne gezer
Resmen insan yiyor mendabur
Farenin bir insana saldırdığını ilk kez orda gördüm
Ellerim ayaklarım davul
Üstüm başım kan içindeydi....
Işık yanıyor yukarda gece gündüz yok burda
Gündüz diyorum gece çıkıyor
Gece diyorum gündüz çıkıyor
Işık yüreğimi sıkıyor
Takvim yaptım saniyeler şaşmış
Ailemi düşünüyorum isimler şaşmış
Beynim tekliyor çalışmalı diyorum
Düşünüyorum
Nağralar atıyorum dayak yemek için
Geceyle gündüzü bilmek için
Tuğladaki delikleri sayıyorum tek tek
Yirmi iki bin üç yüz elliye dek
Sonra duruyorum birbiriyle çarpıp bölüyorum
Aklımı seviyorum
Bir filim şeridi gibi hergün birşeyler seyrediyorum
Hafızam çalışmalı,bedenim alışmalı
Canım su istiyor yanıyorum
Bir türkü tutturuyorum avaz avaz
Sus diyorlar susmuyorum
Sövüyorlar bende sövüyorum
Köpürüyorlar umurumda değil
_Çok susadım su..
Yanımdaki hücredekide yanıyor
Acıyorum yeni geldi herşeye kanıyor
Bağırıyorlar _bilmem ne çocuğu yanında ya su...
_Nerede?
_İşte
Eline bir süt kutusu uzatıyorlar
Genç iştahla kapıyor
Tekrar alırlar diyede bir dikişte içiyor
Bir püskürme bir öğürtü
Ardından kahkahalarla böğürtü
Gülüyorlar_hah hah ha......
_Ulan manyak o senden önceki falanın idrarıydı
Çocuktan önce ben ağlıyorum
Bunlar insan mı Allah ım
Böğürtüler nihayet susuyor
Genç yandaki odada hala kusuyor.....
Kayıt Tarihi : 17.12.2007 04:25:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gerçek bir hikaye.....Evren in villası...Sorguda ilk götürüldüğümüz yer burasıydı.Uzunca bir mekanda yan yana sıralanmış ama sonradan özel olarak yapılmış ondan fazla hücre vardı.Hücrelere köpekler gibi dört ayakla girebiliyorduk.Küçücük ve daracık bir yerdi yani ne ayağa tam kalkabiliyor nede ayaklarımızı uzatabiliyorduk.Bir ülkücü bir solcu olarak hücrelere sırayla dağıtıldık bana en son hücre düştü.Tam karşımda tahtadan sonradan yapılmış eğreti bir tuvalet vardı.İnsanlar tuvaletini yaparken görmüyor,ama dışkının düşüşünü görüyordum.Kıvrım kıvrım yüzlerce tuvalet solucanı vardı.onları önceden köy evlerindeki tuvaletlerden tanıyordum ama kol kola ilk kez yatıyorduk.Çünkü dışkı arttıkça hücreme kadar geliyor ve solucanlar ne kadar çabalarsam çabalayım üstümde geziyordu.Gerçi tuvalet iznimizde pek yoktu.Boş bir süt kutusu veriyorlar ve ona yapıyorduk etraf dayanılmayacak derecede sidik kokuyordu.Kapımız çalınınca ok gibi fırlıyor ve jet hızıyla işimizi bitiriyorduk.Çünkü böyle yapmazsak geliyor varsa var, yoksa yok.ıkılayıp tısılamak yok deyip kapımıza tekmeyi vuruyorlardı.Ama yinede en ilginci ve en utanç vericisi,biz tuvaletimizi yaparken onlarında tuvaletin üstünden bize bakmasıydı...Mevsim kıştı.en son bizden sonra duydukki.askerler gelmiş ve burada pislik ve soğuktan insan ölür diye orayı kapatmışlar....Evrenin villasını unutmam mümkün değil.
![Hasan Hüseyin Gömleksiz](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/12/17/on-isinma-iskence-serisi.jpg)
ve içinde sözcüklerim...kim vuracak utançları şimdi......haaaa kimmmm
TÜM YORUMLAR (27)