Nasıl da kızardım sana Kurban Bayramlarında
Oysa, hiç bilmezdim için için kan ağladığını
Ve soframızda keyif bir kınalı koç uğruna
Nasıl da telef ederdim zaten yanık bağrını...
Aşağılık bir kompleksiydi benimki;
Kendimce açtığım varolma savaşının
Sanki kurban keserken elaleme karşı
Boyun eğdirecektim cümleyi şatafatıma.
Sen sabrediyordun bıyık altından,
Okyanuslar söndürmez ihtirasıma!
Ve şimdi ben, bunca kırgınlıkların
ezilmişliklerin
yenilmişliklerin
serkeşliklerin ardından
mağlûb ama mağrûr bir komutan edâsıyla
sana ilticâ ediyorum!
Yani benim gün görmeyen babam;
Baba-oğul olamadık seninle!
İmtihandım sabrını sınamaya -anama ilaveten-
Belki intihar nedenindim cebren,
Tam yirmi beş yıl ekmeğine kaık ettin de beni,
Bir kere ulan yeter! demedin sen.
Şimdi yirmi beş tılın ardından
Çığlığı şiir hâlinde bu ayıbın
vicdanı örseliyor.
Ama itiraf edemem ben sana
dolu dolu diyemem hani,
aybım bağışla beni
Bak, bu nağmeler de kifâyetsiz,
Vazgeçtim bulamam içimdeki seni.
Hadi cevap ver baba,
Hem sana vermişken bunca zarar,
Şimdi söyle bana:
Bir oğul ne işe yarar?
Hüseyin Bülent OskayKayıt Tarihi : 26.1.2012 16:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!