On İki Şubat Şiiri - Mehmet Hanifi Sarıy ...

Mehmet Hanifi Sarıyıldız
179

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

On İki Şubat

Bir Osmanlı vardı, devdi bir zaman
Dünya nizamını, kurar bozardı.
İnsanlığı ondan öğrendi cihan,
Tarih değiştirir, tarih yazardı.

Herkes titrer idi azametinden.
Sesi duyulurdu Urum'dan, Çinden.
Şüphe duyulmazdı adaletinden.
Kırala darılır, Şah'a kızardı.

Gün geldi, bu haşmet ve bu azamet,
Sarsıldı, azaldı bitti nihayet.
Dünyayı sarsıltan kızıl kıyamet,
Koptu, bu, Güneş'e değen nazardı.

Ne dostlar bilirdik düşman oldular.
Zehirli hançeri, sırttan vurdular.
Köleler,toplanıp birlik oldular,
İçten bizi vuran hainler vardı.

Koca dev srasıldı, devrildi bir gün.
Yer yarıldı, dibi delindigöğün.
Dünkü köleleri, seyredin görün,
Tarih, küser kader, kara bağlardı.

Kuzgun gibi tepemize çöktüler.
Öpülen bileği kırıp büktüler.
Her uzvumuz, lif lif çekip söktüler.
Melekler, öteden bakıp ağlardı.

İngiliz,Fransız,Ermeni,Rum'u,
Parsel parsel bölüştüler yurdumu.
İstanbul'un akıl almaz tıutumu,
Gönlümüzde derin yara açardı.

Maraş'ı, Anteb'i Fransız aldı,
Ermeniye yurt yapmaktı muradı.
Analar, diz dövdü kara bağladı.
Gök yarılır başımıza uçardı.

Fransız' ın gayrı meşru veledi,
Ermeni'nin eşkıyası türedi.
Bebeleri, keser ve süngülerdi,
Hamile kadının karnın yarardı.

Anlatmakla bitmez zalimin zulmü.
Kan vererek aştık biz bu bölümü.
Yaşamağa tercih ettik ölümü.
Tarihi yazanlar, saygı duyuardı

Ne top ne de silah, ne mermi,barut,
Ne ayakda potin, ne sırtta kaput,
Ya kurtulmak vardı, ölmek veyahut.
Zulüm kamçısını,yaman çarpardı.

Böyle bir ahvalde yurdum, milletim.
Kimimiz,öksüzdük kimimiz yetim.
En kötüsü, yoktu hiç hürriyetim.
Bülbül, ağıt yakar gül, yas tutardı.

Hürriyet ki güzelleri,güzelin.
Allı pullu,al duvaklı bir gelin,
Vuslatı, elinden tutsak ecelin,
Zincirlerin ancak ölüm kırardı.

Maraş'lı Kahraman,Antepli Gazi.
Şahlanıp kükredi Urfa'da mazi,
Çekmez budestanı, hiç bir terazi.
Ancak dünya, kıpta eder kutlardı.

Çukurova, Türkmen'lerin otağı.
Dumlupınar, soğuk sular yatağı.
Sakarya'da düşman gördü atağı,
Yeşil ırmak gfürül gürül çağlardı.

Ey Sakarya şahlan, kükre,ak, dağıl.
Bulut ol, yağmur ol üstüme sağıl.
Bak herkes ayakta ana, kız, oğul,
Kılıçlar bileyip, silah yağlardı.

Erzurum'lu Dadaş, Sivas'lı kardaş,
Yiğitler diyarı, Kahramanmaraş,
Baltayla, kazmayla verirken savaş,
Öksüzler, yetimler yürek dağlardı.

Köylüsü, kentlisi, paşası, beyi.
Silkindi, meydana döktü her şeyi.
Nene Hatun'ları, Senem Ayşe'yi,
Tarih, satır satır kanla yazardı.

Bin türlü rezalet işlendi her gün.
Sanırsın dünyadan insanlık sürgün.
Ummaz mıydı bu dev, uyanır bir gün?
Gafleti, sırtından silker atardı.

On iki Şubat' tı günlerden, bir gün.
Kucaklaştığı gün, yer ile ğöğün.
Maraş'ta bayram var, Maraş'ta düğün.
Güneş bu gün daha parlak doğardı.

Ve işte o gün ki, kalktı Maraş'lı.
Hüzünlü, öfkeli gözleri yaşlı,
Analı, babalı, bacı, kardaşlı,
Volkan gibi patlar, alev saçardı.

Maraş'lım doğuştan bir kahramandı.
Herbir ferdi, birer deztan yazardı.
Her Maraş'lı tek tek bir DOSTOZAN'dı.
Bir yüreği vardı dağlar kadardı.

,

Mehmet Hanifi Sarıyıldız
Kayıt Tarihi : 18.5.2008 20:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Hanifi Sarıyıldız