Bu vatan için gazi olanlar, bir güne sığmaz
Onların haklarını ödeyemeyiz, onsuz olmaz
Gazilerimiz unutulursa, bu insanlığa sığmaz
Yapmış oldukları fedakârlığa, doyum olmaz
Ülkem ayakta dursun, benim ayaklarım gitsin
Artık bizlere sevginiz, hep yanımızda bitsin
Vatanın kurtulması için, yaptıklarınızla teksin
Şanlı gazilerimizde, Ne olur? Muratlarına ersin
On dokuz eylül gaziler günü, daima kutlu olsun
Gazilik mertebesi, artık ülkemde son bulsun
Kalplerimize gazilerin sevgisi, her daim dolsun
Hain düşmanlar, biricik vatanımdan yok olsun
Ülkemi kurtaran gazilerimiz, açlıktan ölüyor
Takılan kıvanç madalyasıyla, onlar unutuluyor
Gazilerimizin hayatları, teker teker son buluyor
Ey vatan evladı, ülkemdeki bu çiçekler soluyor
21.09.2010
Fikret Gürsoy
ARAŞTIRMACI-YAZAR-ŞAİR-PROGRAMCI
Kayıt Tarihi : 21.9.2010 07:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gaza eden kişi. İlâhî Kelimetullah için cihada giden, savaşan, Allah yolunda, Allah rızası için mücadele eden Müslüman askerlerden savaştan dönenlere gazi denildiği gibi; savaşta büyük yararlıklar gösterenlere de gazilik unvanı verilir. Lügat ta 'savaşa katılan kişi' hakkında kullanılmasına rağmen, savaşa katılan ve sağ olarak geri dönenler için kullanılan bir deyimdir. Kur'an-ı Kerim’de şu buyrukla müminlere seslenilmiştir: 'De ki: Bize iki iyilikten, gazilik ve şehitlikten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? ' Tevbe Suresi, Ayet: 52 Bu ilâhî emri asırlarca halk 'Ya gazi ya Şehit', 'Ölürsem şehit, kalırsam gazi' şeklinde kullanmıştır. İslâm'da zorunlu askerlik yoktur. Ancak cihada katılmayanlar kınanır. Tevbe Suresi, Ayet: 42 Savaşa katılmayıp evlerinde oturan Müslümanlar tarafından toplumdan âdeta soyutlanır, Allah da onların kalplerini mühürlemiştir. Resulullah gazveye çıkmadan önce, 'Cihada istekli olanlar dışında kimse bizimle gelmesin' buyurmuştur. Hadis-i Şerif, Ancak Mekke'nin fethinden sonra İslâm devletinin ilk kuruluş ve bi'setin başlangıcındaki hükümler genişlemiş; müminlerin hepsinin savaşa çıkmasının gerekmediği, bir kısmının dini korumak için geride kalması emri gelmiştir. Tevbe Suresi, Ayet: 122, İslâm'da askerlik zorunlu değilse bile ilimle uğraşanların dahi gönüllü olarak savaşa gittiği görülür. Hz. Ebû Bekir (R.A) de aynı Hz. Peygamber (s.a.s) gibi bu konuda aynı uygulamayı yapmış ancak fetihlerin hızlanması ve İslâm devletinin sınırlarının genişlemesiyle Hz. Ömer zamanında maaş alan, nizamî bir askerlik kurumu ile Divanü'l-Ceyş kurulmuştur. Savaşa gidecek kişilerin seçilmesi Resulullah zamanında başlamıştır. O, askerleri tek tek kontrol eder, sağlıklı olanları savaşa götürürdü. Resulullah'ın uygulamasına göre belirli bir askerlik yaşı da konulmamıştır. İhtiyar, çocuk ve hastalar dışında sağlam olan herkes cihada katılmıştır. Hz. Ömer ise, Divan'larda akil, baliğ, Müslüman, sağlam, cesur olanları kaydettirmiştir. İslâm ordusunun sürekli seferde kalmaması en fazla dört aylık bir seferden sonra askerlerin dinlendirilmesi ve yerlerine dinlenmiş olanların gönderilmesi usulü ilk defa İslâm devletinde uygulanmıştır. Allahu Teâlâ müminlere zafer vaat ettiği, ahirette güzel nimetlerle müjdelendiğinden hiçbir İslâm mücahit; cihaddan geri kalmak istememiştir. Allah gazilere, dünya hayatını, ahiret için satanlara büyük bir mükâfata verecektir. Savaş sırasında kaçanlar ise Allah'ın gazabına uğrarlar, onların yerleri cehennemdir. Bu yüzden gazilerin esas olarak şehit olmak arzusuyla savaştıkları görülür. Nisa Suresi, Ayet: 104 Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s) cihada katılmayanlara görevlerini ihmal etmemeleri ve kısman da olsa telafi etmeleri için: 'Kim Allah yolunda cihada çıkan bir gaziyi donatırsa aynen cihada çıkmış gibi olur' Hadis-i Şerif Tarihte birçok Müslüman devlet adamının cihad mefkûresini ifade etmek için gazi unvanını aldığı bilinmektedir. Selçuklular zamanında gazilik mefkûresini sürdüren bir zümre doğmuştur. Bunlara Gâzi yan-ı Rûm denilirdi. Müslüman olmadan önce sık kullanılan cengâver ve yiğit anlamına gelen Alp kelimesinin de sonraları İslâmî bir içerik kazandığı ve hatta gazi kelimesinin bunun yerine geçtiği görülür. Gaziler Anadolu'nun İslâmlaştırılması için Anadolu insanını tekkelere kapanmaktan çok düşmanla cihad yapabilecek yerlere sevk etmiştir. Bu sebeple teşkilatlanan zümreye Gazi yan-ı Rum veya Alp-Erenler denilmiştir. Bunlar, Osmanlı Devletinin kurulmasında da büyük rol oynamışlardır. Anadolu'nun İslâmlaştırılması için savaşa çıkan komutanlara gazi unvanı onuncu yüzyıldan itibaren verilmişti. Men gücük Gazi, Melik Ahmet Gazi gibi. Türk şairi Âşık Paşa, Alp-Eren veya Gazi olmak için birtakım şartlardan bahseder. Kuvvetli bir yürek, yani cesur, pazu kuvveti, gayret, iyi bir at, hususî bir elbise, yay, iyi bir kılıç, süngü, uygun arkadaş' Bizans'a yakın bir uçta küçük bir Beylik iken, cihana sözü geçiren büyük bir devlet hâline gelmesi bu gazilere dayanıyordu. Bu gelenek Hz. Peygamber ve ashabıyla başlamış ve Osmanlı padişahlarının savaşa iştirak etmeden gazi unvanı almalarına kadar sürmüştür. Padişahlara gazilik fetvaya istinaden verilmeye başlandı. Ayrıca yeni doğan çocuklara Gazi adının verilmesi de gaziliğin kültürümüzdeki yansımalarındandır. Fikret GÜRSOY (İLAHİYATÇI-ARAŞTIRMACI-YAZAR-ŞAİR-PROGRAMCI)
RUMUZ: ŞİİRİN KIZI
ARZU GÖYMEN
BENDE ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ DİYE BİR (AKROSTİŞ) SİZİNLE PAYLAŞMAK İSTİYORUM....
Şehitler Ölmez,Vatan Bölünmez,(AKROSTİŞ)
Şiir oldun,şarkı oldun,anısın dillerde,
Elbebek gülbebek gibisin,şehitler ölmez,
Hasret ve özlemsin,yaşarsın tüm gönüllerde,
İşte sana müştaktır cennet,şehitler ölmez....
Tevbeden arındın,şehit nasibini aldın,
Lakin sonsuz bir mutluluğun içine daldın,
Ehli beytin yanında,yedi kat arşa vardın,
Rahat ettin,murada erdin,şehitler ölmez...
Öldü diyenlerin dinine şüphe duyarım,
Lal olsam bile,hesabını inan sorarım,
Mertsin,şehitsin selam vermeyeni kınarım,
Ezan dinmez,vatan bölünmez,şehitler ölmez,
Zikir ile sayısızca Melekler dinliyor,
Vatan haine yar olmaz ve herkes biliyor,
Allah'a emanetsin,dağ,taş,yer,gök inliyor,
Tertemiz bir bebek gibisin,şehitler ölmez,
Anaya. babaya, kardeşe şefaatçisin,
Ne mutlu sana sorgun olmaz,şanlı şehitsin,
Bu makamı hakk ettin,sen büyük müjdecisin,
Ödüller hep yağıyor sana,şehitler ölmez,
Leş denen zalimler yanacak bunu bilsinler,
Üzerine ay yıldız bayrağımı sersinler,
Nice fatiha yasinler sana göndersinler,
Melekler sana yoldaş olur,şehitler ölmez,
Erersin murada yarın hakk'ın divanında,
Zahit sultan bekler seni cennet vatanında,
Baldan tatlı nimetler vardır tuba dalında,
Ezan dinmez,vatan bölünmez,şehitler ölmez,
Fatma ALAGEYİK
TÜM YORUMLAR (18)