On dokuz ajansları Şiiri - Muharrem Akman

Muharrem Akman
675

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

On dokuz ajansları

On Dokuz Ajansı

Özellikle yaz akşamları kasabanin uzağında köye ilk gelenlerin git git baş olmuyor dediği yeşilin her tonunu ağacın çiçeğin böceğin her çeşidini görebileceğimiz mahallemiz,merkez mahallenin de uzağında kıyıda kösede kalmış sayılan 15-20 hanelik mahalleydi,Akşama doğru işini gücünü bitirp sayadına da hayvanları otlamaktan geldi ise yapılacak iş akşam haberlerini dinlemek,iki yakanın ortasından geçen dere hem coğrafi hem soy sınırımızdı,aramızda kuş bakışı yüz,yüz elli metre mesafe ne var ne yoktu biz kış için hazırladığımız odunları istif yaptığımız yerde akşam muhabbetimizi yapardık,karşı yakada çeşmenin başında odun kütüklerinden yapılan oraya buraya yerleştirilmiş oturaklara gelişi güzel oturur muhabbet ederlerdi, yaz aylarında yaşlılar altlarına koyun postu minder falan getirirler o zaman anlam vermediğimiz temmuz ağustos sıcağında üşümenin tetbir amaçlı olduğunu sonradan anlayacaktık.genelde iki yakalıklı akşam oturmalarını karşı yakada yapar bir iki saat sonra evlerimize dağılırdık......

Akşam olmak üzereyken evinde eksiği gediği olamayan lar burada toplanmaya gelirler kadro üç beş kişiyi geçince,evi hemen havuzun altında olan Pıtık Irza amca evinde ise. mahallenin bir iki radyosunun sahibi evinden çağırılır eğer oradaysa gidip radyosunu getirir haber dinlemek için hazırlanan yere radyosunu itina ile yerleştirip üzerine maden ocakarında çalışırken hem terlediklerinde terini silmek hem boyunlarını tozdan korunmak için boyunlarına sardıkları mendillerden örtüp haber saatini beklemeye başlardık

Bu arada laf lafı açar,tarladan bağdan bahçeden hayvandan madenden ocaklarından askerlik anıları av maceraları v.s gibi mevzular konuşulurken,iki oğlu madende çalışan İbram ağa pazardan yeni aldığı iki gözlü ördek sobasini öve öve bitirmez,ocak içine kurdukları saç ayak üzerinde yemek pisirmekten kurtulduklarını herkesin duyacağı şekilde anlatır,bununlada yetinmez evinde olan eşyaları teker teker sayar millette fors atardı,karyolası,yün yatağı evinin her odasında duvarda asılı kandili ve gaz lambasının olduğunu,ayriyeten el lambası dediğimiz bu günkü denizci fenerinin ile misafir odasında hazır beklediğini söylemeden edemezdi.Evindeki tek kırma av tüfeğinin köyün en iyi tüfeği olduğunu tüfeğinden çıkan kurşununu değil hayvana isabet etmesi derisinden sıyırarak bile geçmesi hâlinde hayvanın olduğu yerde kalacağından emin di çünkü el alem gibi doldurma fişek kullanmaz almanyadan yakınlarına her yıl parasını ödeyerek 250 ,fişek getirtdiğini söylerdi,oysa herkes onun herkes gibi pazardan 16 numaralı kağıt fişek kapsülü alıp karabarutun üzerine domdom kurşunu yahut drem saçması ile doldurup fisekligin yan taraflarına dizip fisekliğin ön taraflarına dizdiği nereden bulduysa yıllanmış avrupa fişekkerini göstererek caga satmaya bayılırdı,şöyle sağına soluna bakınıp gözünden kestirdiği Ahmet Amca'ya birazda sen anlat bakalım ehmet ağa senin evinde ne var diye sorunca yalanı palavrayi hiç sevmeyen Ahmet Amca ne diyeceğini kara kara düşünürken oradan.bir sesin irediyeyi açsanıza lafı ahmet amcanın kurtuluşu olurdu....

İşte tam bu sırada akşamın en beklenen zamanı gelmiş herkes sözleşmiş gibi sol ellerini kaldırır,hislon,nacar,seiko marka saatlerin en doru gidenini bulmak için araya iddia faslı girerdi,tabiki en iyi saat yine herkesin kendi saatiydi Camal Ağa benim saat eğer radyonun ilk gong sesi ile 7 nin üzerinde akrep yelkovan üst uste geleceğinden emin konuşur beş paket bafra sigarasına iddiaya girecek kimse varmı diye etrafa meydan okurdu.Hemde kendi kazanırsa sadece beş paket sigara alacak eğer kaybeder se hem beş paket bafra.sigarası verip hem kolundaki saatti kırmaya yemin ederdi,kimseiddiaya.girmeyi göze alamazdı ama herkes hazırda bekler,kolundaki saati radyonun gong sesi ile birilikte yanındaki arkadaşına göstererek kendi saatinin doğru gittiğini ispatlamaya çalışırdı.saatinin bir iki saniye bile yanlış olduğunun birisi farkına varırsa alay konusu olur şu saatini kolundan çıkar ver ben bedavaya nacak küpüsü ile ezeyim diye dalga geçerlerdi...

Muharrem Akman/Zonguldak
21/02/2021

Muharrem Akman
Kayıt Tarihi : 30.6.2021 22:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Muharrem Akman