Dağlara taşlara yazdım seni adını sığdıramadım.
Soruyordum uçan kuşlara ilkbaharda açan çiçeklere,
İçimdeki esrarengizce yanan sönmek bilmeyen alevlere.
Daha on altı yaşındayım gülüm bırakma beni garip ellere.
Ufak yaştasın dediler sevmeyi bilmiyorsun diye ahıt ettiler
Nasılsa gurbete gidecen arkana bakmadan gitmeyi bil dediler
Artık olmayacaktım yanında süzemeyecektim renkli gözlerini,
On altı yaşındayım diye gülüm dinletemiyordum ki sözlerimi.
Aklıma geldiğin anlar hayalimde yaşattığım günler,
Mutluluk oyunu oynuyordum tek kaldığım zamanlar.
Seninle yada sensiz şüphesiz ki tek başına anlamsız
On altı yaşındayım diye gülüm sanıyormusun kedersiz
Aynı şehirde karşılaştık hedeflerimizi bir keşfettik;
Birbirimize uzaktan bakıp sevgiye işaret gösterdik
Duygularımı sana açtım beklemediğini fark ettim
On altı yaşındayım diye dinlemeden çekip gittin...
'' seni sevdiğim her günü satırlara yazdım yüreğimdeki
yangını göz yaşlarımla akıttım döneceğin anı beklemek için
sabrettim, bir çift sözümü söylemek için ağıt ettim benim seni
sevdiğim kadar seni ölümüne kim sever be gülüm''
sevıpde acı çekenlere saygılarımla;
Yavuz Özçakır
Yavuz ÖzçakırKayıt Tarihi : 27.11.2010 21:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!