Hani geceler vardır ya,ay görünmez yıldızlar sayılmaz,haykırsan deler kör karanlığı sağır sessız ve dilsiz duvarları yerinden oynatır.
Senin yüreğini yalayıp geçerken sevda benimkinde ise asi bir nehir gibi taşar taşarda yıkar bendini.
Ömür söken koyarım işte ben bu anda sana olan tutkunluğumun adını,demir bir örsle vurur gibi beynimi deler sana olan hasretim.
Hep doru taylar koşuştu yüreğimde hızına yetişemediğim.Keşke hiç büyümemiş olsaydım der çocukluğumu özler olurum.
Sensiz halime öksüz kalışıma hıçkırıklarla ağlar yetim düşlerimle dağlanırım,beden ayrı ruh ayrı kollarda gezinir usumsa firarda hala.
Sen beni yeniden diriltip derdime tabip olan sevgili benden yitersen neyime lazımki yiten ruh çürüyen beden, gelmesin geriye seni her anımda hatırlayan us.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sensizliğin acısını birkez değil binlerce kez tadacaksam gitmek isterim beni alacak olan toprağın koynuna.
Azraili yok sayıp sen biçersen ömrümü ve sen hazırlarsan sonumu kefenım boynumda hazırım ben gelsin ölüm.
Tebrikler..şair yürekli dost..tam puan..Ufkun YAREN
saf ve temiz yazılımlı
abartısız okuruna güzel bir sunu
hoşuma gidiyor
yüreğine sağlık kalemin hiç susmasın
salim erben
selam dostum ne güzel dile getirmişsin duygunu okudum beğendim çok güzel yüreğine sağlık.....
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta