Bir ölü sessizlik çöktü üstüme
Karıştı aklım ben beni bilemedim
Fani dünya baki göründü gözüme
Gerçek yaşamın muradına eremedim
Gönlüm gözünü kapamış hak ile hakikate
Karanlıklarda adres sorar olmuşum
İçine girip katlanmadan hiçbir zahmete
Bildiğim her şer şeyde bilgisizliklerle dolmuşum
Yürümüşüm izler arasından iz bırakmadan
Çirkin olana güzel diye meyil vermişim
Soyutlayıp yüreğimi ebet olan aşktan
Geçici güzelliğe ‘seni seviyorum’ demişim
Olur, olmaz yerde konuşup durmuşum
Sükût etmenin yüceliğine yetemedim
Kulaklarda hep boş bir laf olmuşum
En büyük mahremim dilimmiş bilemedim
Adım durgun göllerde bir damla iken
Okyanuslarda kürek çeker olmuşum
Bedenim bir gülün dikenine saplanmışken
Kendimi arılara bal satar bulmuşum
Kimim ben? Bu içimdeki korkuda neyin nesi
Bugünüm dünlerimden hesap sorar oldu
Susturamıyorum beynimde ki çınlayan sesi
Sanırım günah defterimin tüm sayfaları doldu
Önümü kesti bir yığın sessiz kalabalık
Meğer yolların en sonuna gelmişim
Gittikçe yükselen çığlıklar duydum bir anlık
Anladım binlercesinin hakkını yemişim
İniltiler yükseliyor sağımdan ve solumdan
Samimi dostlara düşman oluvermişim
Kaçıyorum can bildiğim canım oğlumdan
Anlaşılan önüne haram sofra sermişim
Ey Sırat! Üzerin ne ince boyun ne kadar uzun
Aşındırdığım yollarda boşa yorulmuşum
Sol yanımın ağırlığından gülmüyor yüzüm
Bir ömrün sonunda pişmanlıklarla dolmuşum
Allah’ım beni amelimle değil merhametinle haşret
Dünyadaki adım, malım, şanım bana yeter değilmiş
Beni yedi cihan güneşi Muhammed adına affet
Ömrüm hep beyhude işler ardından seğirtmiş
Kayıt Tarihi : 8.5.2010 19:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!