Düşün ki uzadıkça, hem bayıra, hem düze;
Zaman uzanır varır, geceye ve gündüze...
Çıkış belli değildir, dağ, bayır, ova, düzlük;
Kahi gecelik nasip, kah nasip ki gündüzlük.
Yürürsün tanınmayan, bilinmeyen bir yolda;
Kah güneşli pırıltı, kah gölgede bir dulda.
Bakarsın ortasında; sonu yok, baş belirsiz;
Nerden gelip nereye, nereye gidersiniz?
Kah yalçın kayalıklar, keser nefesinizi;
Dağ başında yalınız, duymazlar sesinizi.
Kah yosun bağlayan su, gösterir aksinizi;
Vadi boyu uzatır, güneş de gölgenizi.
Vadiyi bir gümüş su, kıvrılarak dolaşır;
Çiçekte gezer arı, kovan kovan bal taşır.
Kah koşuşur bulutlar, yön bulunmaz, hedef yok;
Çöller umutla bekler, yağmurlardan hiç ses yok.
Kah gün batımı başlar, kızıllanır akşamlar;
Alır gider başını, ucu siyah rüzgarlar.
Davranır bir bülbülün, yanık yanık türküsü;
Geceye ninni söyler, bir pınarın öyküsü.
Sonra sabah samyeli, tan vaktini yakalar;
Yakamoz ömür gibi, dalgaları sırkalar.
Serçe sesleri tutar, gagasında bir günü;
Gözler fermanlaştırır, gün boyu gördüğünü.
Kayıt Tarihi : 5.3.2004 13:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ömür denen yaban gülüm ellerimde kanıyor...
Yüreğinize,kaleminize sağlık Sadık Softa
Sevgiler...
Şükretmek olsun her zaman ki son işin.
TÜM YORUMLAR (8)