Bir bebek...
Büyür güneşin ellerinde!
Bir kelebek...
Niye uçar ki yılmadan ta ufka kadar?
Kuytu bir yerde yeni açmış bir çiçek,
İlk libasını soyunurken körpe bir böcek...
Yanar az ötede pusuda bir örümcek,
Bilmem ki neyi bekler?
Farkında mısın?
Ağlar köze dönen yaşam önünde?
Çoğu zaman bir seraba bakıp yanılırsın...
Zannedersin çok uzaklarda anılırsın!
Hele bir de toprağın talihsiz ölümünde...
İlletler barışır!
Anlayamazsın sabiler neden bağrışır?
Ne düşer aklına her ömür dediğinde?
Baharın ölümünde,
Sızlar can evin sızlar!
Kaçar, kaçar vefasızlar!
Asumanın dilinde,
Fışkırır anlaşılmaz nağmeler...
O an sanırsın ki ölüm ellerinde!
Gençlik,
İçtenlik!
Diyelim...
Menekşe mavisi ellerinde...
Bunda bir kez olsun gülümseyelim...
Çoktan unutmuşlar geceki karanlığı,
Vurguna yenilmiş gizli samanlığı,
Görünmeden kim devirdi yağdanlığı?
Göz önünde yandılar;
Şaşkınca bakakaldılar!
Şimdi ışıklar güneşin gözlerinde...
Bir nida ki,
Çabucak çevir dümeni, çevir!
Soruyorsun...
Mazideki,
En son gördüğün hangi devir?
Niye susuyorsun?
Al yanaklar...
Bağrı yanıklar...
Alayda uyanıklar!
Boncuk... Boncuk!
Bakışları sanırsın masum çocuk!
Yıllarca büyümüş dudağında bir uçuk!
Duyulmaz oldu artık yusufçuk!
Bendeniz artık sessiz göçkün bir ihtiyar...
Olamaz kimse benim kadar bahtiyar!
Son gördüklerim baykuşun kanatlarında...
Yazık, ömür dediğin de ölümde,
Ne gördün tırısa giden ümidin taylarında...
Yaklaşıp her el ettiğinde güzel çocuk!
Elimde kalan sadece bir ölçü yarı buçuk...
Ağlayanlar çok olur ömrün son aylarında!
Bir tıpırtı...
Titrek baston seslerinde...
Pek yakından gelir densiz lakırtı...
Kayar gider ufka nemli siluetler...
Küçülür hayaller, silinir suretler!
Öğünür şakiler kurduğu uğursuz hilesinde!
Ama unutulan bir şey var, her ömür dediğinde!
Almış gidiyor başıboş gezen de...
Yine de var ne yaptığını sezen de...
Kısacık geçen şu ömür ikliminde!
Gözlerinde artık büyümez sevdiğin çocuk!
Neye yarar geride kalan inci boncuk!
Bir ağaç altı...
Metruk bir çatı altı!
Yaprağı dökülmüş bir ağaç...
Bir yanı eriyip kırılmış bakraç!
Şimdi nerden bulunsun bir kaldıraç?
Önünde büyür gider ağırlığın...
Anlarsın işte budur ihtiyarlığın!
Ne mutlu son hâline ağladığın an!
Bil ki bir ateştir içinde yanan...
Son duadır Rabbime ulaşan...
Kimlerdir mahşerde buluşan?
Diline doladığın şu iki kelimede;
Ne gizlidir biliyor musun?
İçtenlikle her ömür dediğinde? !
(07.03.2011 11:00-Adana)
Arif TatarKayıt Tarihi : 7.3.2011 11:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çoğu zaman unutulan... İki kelime... Yıllarca kurduğun düşün... Bir de şimdi yolun sonunu düşün! Her ömür dediğinde? !
Ne gördün tırısa giden ümidin taylarında...
VE KOCA BİR ÖMÜR GELDİ, GEÇTİ. aLABİLDİK Mİ DERSİMİ ONCA HENGAMEDE?...
Kutluyorum değerli şiiriniz üstadım. Sanırım yaz tatilinin gazabına uğrayıp yazıldığı tarihte dikkatimden kaçmış bu güzel yürek sesiniz. Kutladım içtenlikle ve saygımla...
Gözlerinde artık büyümez sevdiğin çocuk!muhteşem başyapıtınızı canı gönülden kuluyorum...bir duygu seliki insanı alıp nerelere götürüyor...++10..ant..
Bil ki bir ateştir içinde yanan...
Son duadır Rabbime ulaşan...
Kimlerdir mahşerde buluşan?
Diline doladığın şu iki kelimede;
Ne gizlidir biliyor musun?
İçtenlikle her ömür dediğinde? !
Yüreğinize sağlık tebrik ederim.
TÜM YORUMLAR (70)