Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
SUALLİ VE HESAPLI BİR DÜNYANIN BİLETLİ YOLCULARIYIZ,YOL BELLİ YOLCU BELLİ,HER NE KADAR KİMİMİZ NEREYE GİTTİĞİMİZİ BİLMESEKTE SOFÖR İNDİRECEĞİ YERİ TA EZELDEN EZBERLEMİŞ...ANLAMLI VE AKICI BİR ŞİİRDİ TEBRİKLERİMLE HAMİT BEY SAYGILAR..
Saklanabildiğimiz kadarıyla yaşadığımız
Bu saklambaç oyununda
Ebeleyen de bir, söbeleyen de.... sonunda
Kazançlarınla tartılıp
Yitirdiklerinle sıyrılabileceğini mi sanıyorsun aradan
Sonunda hesap sormazlar mı adama!
Yekününü yitirmiş daradan.
------
her ömür bir nefesse aldığımız her nefsinde bir hesabı var üstadım kutluyorum erdemle yazan kaleminizi üçüncü tam puanımla selamlıyorum saygın hocamı sevgilerimle
Güzel şir.İlgiyle okudum.
Kutluyorum.
Erdemle.
Hamit kardeşim aslında bizler Ademden beri yaşıyoruz Adam atımızla bizim şifrelerimiz farklı yoksa hayat Ademden beri var bizde onun devamıyız o şifre varya bütün işin nirengi noktası orada Artı yada eksik yüklemek Allah C.C lunun bizlere verdiği iradeyle oluşacak ve biz onunla Hakkın huzuruna varacağız Rabbim artıları fazla olanlardan eylesin şiir çok güzeldi en kalbi selamlarımla...
Var olunuz üstadım Teşekkürler..
Evet Doğumla ebelendik ama Ölümle
debelendik. Sıratta de elendik.
Kainattaki hikmet, nizam, intizam
ve adem-i abesiyet saadet-i ebediyeyi
gösterdiği halde görememek gibi bir
gafletin hazin neticesi olan
DEBELEMEK olmamalı mı acaba? İstdatların
inkişafına bir mahâl olan dar-ı dünya
ve ona uygun 'beden içindeki binlerce
hissiyat' sanki marketten alınmış gibi
Yaratıcısına meydan okuyorlar, hatta
bunların arasında ŞAİRLER bile var..
Veyl olsun onlara.. Bir de Yazarım demiş
ve hakaretâmiz herzeler karalamış..(Yuh)
(Afedersiniz)
Saygılar..Ve selamlar..
Bedri Tahir Adaklı
Ölümü fark ettiren şiir, tebrikler... Sevgiyle kalın...
Bu şiiri okuyunca aklıma bir hikaye geldi.İzninizle bu hikayeyi paylaşmak istiyorum...
Mesnevi’de bir hikaye de şöyle anlatılır
Bağdat ta ağustos sıcağı ortalığı yakıp kavurmaktaydı. Her kes serinleyeceği gölge bir yer, ferahlatacak bir rüzgar arıyordu. Çarşı Pazar kurulmuş alış veriş başlamıştı.
Bu arada bir adam yüksek dağların mağaralarından getirdiği buzları satıyordu. Buz kalıpları eriyip ziyan olmadan onları satmalıydı…Gel gör ki ekonomik durgunluk sebebiyle fazla buz satılmıyordu…
Öğle sıcağı bastırınca buzlar yavaş yavaş erimeğe başladı. Mal canın yongasıdır ya; tek sermayesi olan buzların gözünün önünde erimesi adamın içini eritiyordu.
Erimenin hızlanmasıyla adam şöyle bağırmaya başladı.Sermayesi sürekli tükenen bu fakirden buz alan yokmu!!!!...
O sırada talebeleriyle oradan geçmekte olan büyük veli, cüneyd-i bağdadi bu sözleri duyunca olduğu yere çöktü.Başını ellerinin arasına alan cüneyd-i bağdadi ye talebeleri Ne oldu hocam diye sordular.
Büyük veli talebelerine döndü;
Bu sözler beni sarstı, eriyenin sadece buzlar değil ömrüm olduğunuda farkettim.Sıcak adamın maddi sermayesi olan buzları eriyip tükettiği gibi, Zamanda asıl sermayemiz olan ömrümüzü tüketiyor.Saniye saniye dakika dakika ömür buzumuz eriyor.Hissedebiliyormusunuz??Sahip olduğunuz en değerli sermaye ömürdür. Adamın buzlarının erimesine olduğu kadar,ömürlerinin boşa tükenmesine karşı içi sızlamayanlara yazıklar olsun…
Peki bizler farkında mıyız acaba sahip olduğumuz buzdan sermayenin…
Yüreğinize sağlık sayın Korken... Kaleminiz daim olsun...
Bu şiir ile ilgili 27 tane yorum bulunmakta