Günlerce iftarı beklersin aç açık;
Zamanı, bir durduran olur nedense..!?
Ömür kısadır, temenniler uzun,
Çünkü hep başkaları ölür senin yerine..
Korkmadığını zannedersin.
Bir ömrün vardır üstüne toz kondurmadığın.
Bazen kahkahalar atanlar olur sağa sola çarpan,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Değerli üstadım, kıymetli abim, değerli kaleminizden farklı güzellikte ve farklı lezzette harika bir şiir okudum. Bu dünya yalan dünya, hayalde gibi gelip geçiyor ömür. Her zaman kazandığımızı sandıklarımız, kaybettiklerimizi gölgesinde sönük kalıyor. Rabbım ömrünü hakkıyla Hak yolunda yaşayıp ,yaşananlardan eylesin inşallah. Sınavını hakkıyla verebilen sevgili kullardan olabilmek dileğiyle. Kaleminiz var olsun. Selam ve dua ile
Yüreğiniz dert görmesin kaleminiz daim olsun hocam ne güzel ifade etmişsiniz yazan ellerinize sağlık nice şiirlere inşallah
Hayırlı akşamlar dilerim
Sonsuz saygılarımla
Anlam derinliği olan güzel bir şiir olmuş
Tebrikler değerli Hocam.
Zaman dediğin yelkovanın devinimiyle çoşturduğu akrepde.
Hesapsız, günahsız yaşamak ne de güzelmiş Üstadım
Zaman çocukluğumuzun saflığında akıp giden yelkovanımızda haps olsaydı,
Keşke zaman akrebimize akmasaydı
Akarken zaman akrebe hesaplarımızda başladı...
Kaleminize teşekkürlerimle, yüreğinize sağlık Üstadım
Sağlık ve afiyet dileklerimle
En içten selam ve saygılarımla.
Ne güzel demişsiniz
dilinize sağlık
Ne mutlu size! Titizliği prensip edinip, mükemmel şiir peşinde koşan, sürekli bir devinim içinde, duygu ve ahengin menbası olan bir şairin 1000. (Bininci şiiri) şiiri….Emeğiniz, kalbiniz için binlerce teşekkürler, sayın ADAKLI.
DEĞERLİ YORUMUNUZ İÇİN
TEŞEKKÜRLER SAYIN DEĞERLİ
Mustafa bey inanın çok
harika olmuş TEŞEKKÜR
VE TEBRİKLER
Ömrün "çocukluk" çağıdır
Zamanı durduran,
Uyuman demek, sabah demektir
Karnını doyurup çıktın mı sokağa
O oyun,
Bu oyun derken bakmışsın akşam!
Zaman dediğin bitmez ki
Bir şubat tatilini bazen aylarca sürer sanırsın!
Büyüdükçe, değerlenir o zaman
Saatlere ayrılır gün,
Geceye sığar yaşamın en güzel yanı,
Ve yaşlanınca
Artık "ikindidir" hep vakit,
Güneşin ne zaman battığını anlamazsın,
Uzayan gecedir,
Sabahı bulman zor!
Ömür mü?
"Üç vakte kadar"
Hiç bitmeyecek sandığın
Ölümü de hep komşuya saldığın...
Tebrikler Bedri Bey...
Mustafa bey inanın çok
harika olmuş TEŞEKKÜR
VE TEBRİKLER
Yüreğiniz dert görmesin kaleminiz daim olsun hocam her mısrası anlam dolu bir çalışma olmuş ellerinize sağlık nice şiirlere
Hayırlı akşamlar dilerim
Sonsuz saygılarımla
DEĞERLİ YORUMUNUZ İÇİN
TEŞEKKÜRLER SAYIN DEĞERLİ
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta