Saç, sakal tıraşı olmakla vakit harcama,
Sen olduğun gibi, gel.
Seni her halinle beğenirim ben.
Nikotin sinmiş, tenini bile,
Hasretle öper, koklarım.
Zamana yenik düşmeden,
Mor laleler, rengârenk çiçekler,
Bahara küsmeden,
Benliğim ölümü tatmadan,
Ayaklarından prangaları,
Yüreğinden zincirleri,
Kırda gel bana!
Sen olmayınca, gökyüzü,
Kara bulutlarla kaplı, görmüyor musun?
Gözlerimde yaşlar,
Aklımda sen saklısın, bilmiyor musun?
Bir geliyorum desen,
İnan ki bulutlar,
Masmavi olacaklar.
Mavi bulutlara, basa basa,
Yeşil umutları, sırtına yük edip,
Hiç düşünmeden, vakit geçmeden gel.
Katran karası, çökmüş gecelerimi,
Aydınlığa hasret yüzümü,
Talihsiz kaderimi,
Gel de bir çırpıda,
Benden uzaklara salıver.
Elbisen ütüsüz,
Cebin beş meteliksiz olsa bile,
İnan ki umurumda olmaz.
Çünkü ben sensiz dünyanın,
En fakiri, fukarasıyım.
Gel bana gel de,
Âlem seninleyken,
Zenginlik neymiş görsün.
Hasretin beni bitirmeden,
Doktorlar, sensizlikten,
Tımarhaneye havale etmeden,
Deli gömleği giymeden,
Ruhum kansere yenik düşmeden,
Azrail’in tokadını yemeden,
Sen gel bana.
Talihin elinde oyuncak olmayalım.
Talihi, biz oyuncak edelim.
Sadece bedenin gelmesin,
Ruhunu da al gel bana!
Seni hak etmeyende bırakma!
Uykuya firar etmiş, gözlerimi,
Senden başkasını, sevmeyen yüreğimi,
Seni görünce, kırmızıyı andıran yüzümü,
Senin sevdanı, namus bellemiş, tenimi,
Gel de buselerinle, saadete erdir.
Gel bana gel yar!
Gelirsen eğer,
Hicrana tasma takıp,
Vuslata zincir dolayıp,
Ömrümüzün son deminde,
Mutluluğa yelken açalım…
19.01.2013 03:30:25
Kayıt Tarihi : 19.1.2013 03:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)