Sen, ey ömrüm! sen..
Ben niyetine, günde üç öğün düzülen.
Seni ben becerebilirdim, beni de sen.
Böyle arsız, böyle umarsız,
Böyle aymaz, böyle açmaz,
Böyle kanmaz, böyle uslanmaz,
Böyle derdin' anlatamaz
Bir sahip gördün mü sen? .. Alla'sen...
Ne mal mülk, ne de ünvan makam,
Ne şan şöhret, ne de at avrat;
Bir tek, yumurtlak umutlarım
Mutlu edebildi beni,
Bir de; dizim, dizim dizelerim...
Boşayıp gideceğim senide
Onca bırakıp gittiklerim gibi.
Hiç gözümü kırpmadan...
Şiirim diye lafı sözü yalpalamadan
Şairim diye kıçımı başımı sallamadan
El-etek öpüp, salya-sümük yalvarmadan
Gideceğim...
Umudun tasmasın' boynuma asmadan...
Ne senden korkuyorum,
Ne sensiz kalmaktan.
Ne de isyanımı yazdığım,
Bu Allah'sız faturalardan...
Başgedikli'nin beygiri değil,
O gudubet suratına kan-irin kusan.
Bi'zatî kendisi...
Soysuz gecelerin anasonlu kepazesi.
Katilim, celladım,
Kırk yıllık yalnızlığım...
Bırakıp gideceğim seni de
Kendi batakhanende...
15 Agustos 2005 (02:40)
Karapürçek / ANKARA
Kayıt Tarihi : 15.8.2005 22:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
tebrikler...
Nerede o?..
Bu gece aradıklarımı bulamamanın üzüntüsü içerisine girmeye başladım.
Dostlar!
Şiirlerinizi 'öylesine' okumayıp onları gerçekten sevenler de var.
Peki ya siz neredesiniz?
Haydi o kendinize sakladığınız 'en güzelleri' dökün ortaya. Dökün de şiir görsünler... Belki onları arayanlar da vardır buralarda...
Duygu ve öfke yoğun bir şekilde yaşanıyor dizelerde.
Şiir dili açısından otantik, yaratıcı ve bakir dizeler aradı durdu gözüm.
'Umudun tasmasın' boynuma asmadan... '
'Soysuz gecelerin anasonlu kepazesi.'
dizeleri bir parça şiir dilinde olsa da, buradaki dizeler genel olarak manzume havasında geldi bana.
Özellikle 'böyle' ve 'ne' tekrarlarının fazlaca kullanılışı ya da bunların mısra tekniği açısından nesre yakın bir tarzda ifade edilişi şiir dilini nesre yaklaştıran bir faktör olmuş gibi.
Ayrıca şiiri belki de konusundan dolayı biarz sert ve erkeksi buldum. Bu anlamda herşeyle hesaplaşma var gibi. Bu şiirin en söylediği ile alakalı.
Nasıl söylediği ise bence şiir tadında değil... Bir kere ifadeler bakir değil. Çoğu herkesin söyleyebileceği kadar rutin ve alelusul.
Ama bana göre İbrahim Özcan'ın tarzı da bu değil. Ben bu dizeleri sadece içsel bir öfkenin dışa yansıması, bir volkan patlaması gibi algılıyorum. Bu patlama o kadar ani olmuş ki ve o kadar aşikar patlamış ki... sonuçta az şiir, çok nesir çıkmış ortaya.
Asım Yapıcı
Anlama bir şey demem zira anlam şaire özeldir.
Bir şehre geldin ki apansız
Buğulu bir güneş doğdu üstüne
Bir gün seninle başladı
Düşün... orada yeni hayatlar başladı
Yeni yaşamlar
Yeni insanlar
Yeni yüzler...
Diyelim o şehirde hiç dostun olmadı
Gün kapandı
Ve sen yolcusun, farkındasın
Yarın başka bir gün olacak
Sen her yeni günde yaşama
Yeniden başlayacaksın
Bu çok doğal, bu kaçınılmaz...
Fakat, kendine bile olsa
Bir celladın elinde
Silahı olmalı
Hani satırın ki, bıçağın nerde?
İnsan... düşünmeli en zoru
Ne kadar güç olsada direnmek zorluklara...
İnsan... kolaya teslim etmemeli kendini
Kolaylığa bırakmamalı emeklerini...
Kolayı seçmekten kolay
Zoru seçmekten zor,
Ne var ki, değil mi?
Düşün... yumur yumur
Avuçlarına sığmayan'yumurtlak' umutlarını
Düşün...dizelere sığmayan
'Dizim Dizim Dizelerini'
Düşün İbrahim..!
Aydınlık bir güneş gibi
Her keresinde yeniden doğacak
Dize Dize Şiirlerin Umudu Hatrına
İnsan Sahip Çıkmalıdır
Kendine
ve
Yaşamına!
Herşeye rağmen
Her şartta
Her durumda
'Dost' dediğim eli bırakmadığımı
Unutma!
Şiir veya hakikat,
Lütfen kendini bırakma!
Hoşgörünüze sığınarak,
Saygıyla,
TÜM YORUMLAR (8)