Bolu Ömerler köyü ilk görev yerim benim,
Kendim Tokat ilinin Niksar'ın köyündenim.
Görev yaptığım yıllar Tavit (Tevfik) dayı yaşardı,
Köylünün tüm işine yorulmadan koşardı.
Dağda ki mantarların yerini o bilirdi,
Sepetini doldurur köye öyle gelirdi.
Yağ yoğurt ve kaymağı tesislere satardı,
Yaşadığı her şeyi muhabbete katardı.
Gökdemir tesisleri her gün uğrak yeriydi,
Oranın patronu da Ömerler'den biriydi.
Bir gün kaymağı satıp, köye geri dönerken,
Araba bulamamış, sabah biraz da erken.
Yolda güzel bir poşet bulmuş eline almış,
İçinde ne var deyip hemen hayale dalmış.
Poşet acer ve temiz mutlak bir şey olmalı,
Bahtı yaver gidenler böyle bir şey bulmalı.
Paltosunun altında taşıdı biraz onu,
Acaba ne olacak bu gün kısmetin sonu?
Köye kadar beklemek sabır gerektirecek,
Acaba para pul mu, veyahutta giyecek..?
Doktorun villasının yanında sabrı taştı,
Yolun altına inip hemen poşeti açtı.
Açınca o merakı dönüştü hayretlere,
Böyle pislik konur mu, güzelim poşetlere...?
Allah belanı versin diyerek attı hemen,
Sakın bu hallerimi Ali Osman'a demen.
Lakin bunda ibret var, hatırladım Hadisi,
RESÛL dedi aldanan insanların adisi.
Dünya güzel bir rüya, geçici bir hayaldir,
Bal kaymak yese bile, çıkan ibretli haldir.
Güzel ambalajlarla aldatır insanları,
Felakete götürür, bakidir sananları.
Alayişli görünmek dünya senin huyundur,
Bir gün olur anlarız, bu hayat bir oyundur.
Ömrümüz kısa bizim, zaman hızlı geçiyor,
Bu handa ikamet yok, konan mutlak göçüyor.
Burası sınav yeri, çalışan kazanacak,
Peygamber ikazıdır, mücrim olan yanacak.
Ustaoğlu; İbret al,dünyayı dost edinme,
Cennet istersen eğer, bu çöplükte didinme.
*********************************************************
İnsanoğlu böyledir bazen içer çorbayı
Bazen kötü sürprizdir açar ise torbayı................. Ahmet KISA
*********************************************************
Kayıt Tarihi : 9.1.2009 00:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bolu-Ömerler köyüne 1988 yılı 1 Ocakta göreve başladım. Köyün ileri gelenlerinden Tavit dayı (Tevfik Yaman) çok muhabbet ehli biriydi. Yaşadığı her olayda adeta bir komiklik veya ibret vardı. Abant yoluna dönülen kavşaktaki Dinlenme tesislerine Kaymak, yoğurt ve süt satardı. Bir gün Köye geri dönerken Yolda bir poşet bulur.Temiz ve güzel olan ağzı kapalı bu poşeti alır paltonun altına sokar. Bir yandan düşünmektedir acaba içinde ne var diye...Köye kadar sabredemez...Abant yolu kenarında villalar vardır. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde Görevli Niyazi diye bir Doktorun villasının yanında yolun altına iner ve poşeti açar.açar ama bir şok yaşar...Böyle güzel bir poşetin içinden Bir bayanın bağlayıp attığı pis,pamuklu bir bez çıkar....Bu olayı anlatır ama bir yandanda..kendisine çok şaka yapıp takılan Ali Osman Şener'e söylemememizi tembihler... Bu olay pek hoş olmasa da bana bir HADİS-İ ŞERİF'i hatırlatır... Resulullah Efendimiz (s.a.v) Bir pisliği göstererek ''İşte dünyanın sonu budur'' demiştir... Dünya hayatı bizi aldatmaktadır...Ne mutlu andanmayanlara.... Bu vesile ile Tevfik Yaman ve Ali Osman Şener'e Allah (cc) tan rahmet diliyor...Mekanları Cennet olsun diyorum...
Tekniğiyle, temasıyla, bütünselliği içindeki ahengiyle,ana temasıyla ve finaliyle mükemmel olan bir şiire yorum yapılmaz.
TAM PUAN + ANT., diyerek kutluyor, sevgili üstadımı aşağıdaki şiirimle sayfama davet ediyorum. (Sayfa 3, No: 45)
Selam ve sevgilerimle...
Sevgiliye serzeniş
Acı gerçekleri sersem önüne,
Yine böyle mutlu olacak mısın?
Erip ayrılığın acı gününe,
Saçını başını yolacak mısın?
Bir ömrü teperek kapına gelsem,
Lime lime edip bağrımı delsem,
Eskiden dost iken şimdi bir elsem,
Bağrına taş basıp kalacak mısın?
Ne çabuk unuttun koynunda güldüm,
Seninle ağladım seninle güldüm,
'Kaderdir' diyerek ecelsiz öldüm,
Kayboldu mezarım, bulacak mısın?
Viranşehir değil, Davultepe'de
Ölümsüz başlayıp, elbet ebede,
Varlıklı yokluklu bu debdebede,
Bensiz ağlayacak, gülecek misin?
Yastığımdı kolun unuttu başım,
Duygu bitti gayrı, şimdi bir taşım,
Duvarlar siperim, kalem yoldaşım,
Beni ıssızlarda koyacak mısın?
Açtım kollarımı seni beklerim,
Günümü yıl eder bir de eklerim,
Boğazımda kaldı diyeceklerim,
'Gel' desem güzelim, gelecek misin?
Nafi'yim, kendime bir faydam olmaz,
Seni beklemekle bu çilem dolmaz,
Kabrimde otlar var, başkası yolmaz,
Bayramda seyranda yolacak mısın? ...
Nafi Çelik
Beğeniyle okudum. Sevgiyle...
Sevgiyle kalın.
güzel ve ders verici anlatımınız 10 puana layık..
dualarım sizinle...
TÜM YORUMLAR (39)