Ne mektup var,ne bir haber,
Kağıt kalem bize küsmüş,
Ne gelen var ne giden
Ziyaret edip hal soran,
Dostların yürüdüğü yollar,
Bize küsmüş,
Açtık ellerimizi sana yalvarmaya,
Bizleri münafık illetinden korumaya,
Boyun eğdirme namerdin önüne,
Bizi bize bırakma yarabbi,
Senden başka tutunacak dal yok,
Şafak söksün
Güneş ufuktan görünsün
Doğaya merhaba desin
Serin rüzgar essin
Dağlar taşlar nefes alsın
Ağacı bizim kuşlarıda
Cefalı insan olmuşuz
Şifalı yağmura muhtacız
Topraktan yeşermeyen
Kuru dallar bizim
Dünya alem kalmış
Biz bu dünyanın emektarlarıyız,
Fabrikalarda işçiyiz,
Köyde tarlalarda,
Bağda bahçede,
Fındığı,tütünü,pamuğu,
İlmek ilmek kilim dokuyanı,
Sanki ilk günahkar bizmiydik,
İlk elmayı ısıran
Adem havvadan bu yana,
O ilk ısırışla başladı,
Yangınlar depremler,
Sular ısındı,
Ahir zaman
Zaman içinde yaşam
yaşam içinde subyanlar
sübyan elinde teller
Telin içinde oyunlar
Oyun içinde
Yav yıkılası dünyasın
İçinde yaşayıp gidiyoruz
İşte yürek gibidir değişmez
Ne kadar yaşaya biliyorsan
Okadar yaşacağız
Boş ver gerisini
Huzuru sazda cazdamı,
Bulmaya çalışayım,
Gizliden geceyi kadehlerdemi,
Bulmaya çalışayım,
Nasıl gülerim gecelerde,
Sanki gören yokmu,
Dünya oyalmaca bunu biliyorsun
İnsanlık hakkıyla yaşamaktır
Nasihatı alim kullarından dinle
Dediler secdeden gayrısı boştur
Fukaraya yardımlar süre gelsin
Yüreğine sağlık anlamlı olmuş şairi ve şiiri kutlarım. Saygılarımla