🌾 1. Bölüm: Çatalbadem’de Kıvımın Doğumu
Sabah güneşi Çatalbadem'in yamaçlarına yayılırken, Ömer Tarım yastıklardan metafor süzüyordu. Donunu kayaya sermiş, reçineyi kaşıkla karıştırıyordu. Helkesi boştu, ama kelime doluydu.
Zeyve Çayı gürültüsüzce akarken, sincaplar ladin sakızına şiir yazıyor, salyangozlar su yüzeyine noktalama işareti taşıyordu. Ömer, dalın ucuna bağladığı açılır kapanır aparatla rüzgârı yakalamaya çalışıyordu. Mutafa, kuş tüyünden yapılmış menteşe örneğiyle gölgede kıvım doğuruyordu.
“Çimdirilen kelime, otlatılan anlamdır,” dedi Ömer. Gökpelit Yaylası rüzgâra kulak verdi. Sürüler kıvımı seğirttikçe, bulutlar açılır kapanır masa örtüsüne dönüşüyordu.
Sen kum nedir bilmezsin
Deniz görmedin ki.
Yum gözlerini zamanı düşün,
Deniz bir gözünde
Kum bir gözündedir.
Devamını Oku
Deniz görmedin ki.
Yum gözlerini zamanı düşün,
Deniz bir gözünde
Kum bir gözündedir.