Ben;
Damla gözlerden sessizce dökülen,
Nehir gibi kıvrım kıvrım bükülen,
Ben;
Doğruların zemherisi ayazı,
Karanlıklara salmışım beyazı.
Ben;
Yarını olmayan meçhule karışmış,
derya sularında çırpınmaya mahkum biriyim.
Ben;
Yolu izi olmayan gurbet illerinde gezen,
bir divane deliyim.
Hayalimdeki o adam şimdi öldü.
Yer boşaldı sanki gök beynime çöktü.
Birer birer soluyor bütün çiçekler,
Ruhuma batıyor şekilsiz dikenler.
Ey gafil bunca çırpınışın nedir?
Diş kovuğu doldurmak değil midir?
Al hepsi senin yüzlerce kez doldur,
Gideceğin yerin derin oyukdur.
Sanki biri kelepçe vurmuş ümitlerime,
Çelik pırangalar takılmış fikirlerime,
Yazıklar olsun boş geçen günlerime,
Dağlar kadar günah çöreklenir üzerime.
Günler saate saat dakikaya muhtaç,
Bu fani dünyada gerçek dost görmezem,
Kovsalar da bu düvelden gitmezem,
Hasmımdan bal getirseler yemezem,
Dost elinden zehir şerbettir bana.
Ezmezem, üzmezem dost'a yetmezem.
Akıl düşündükçe perdeler aralanırmış,
Düşünmeyen aklın mantığı karalanırmış.
Hayat yaşamakmış hayata hayat katarak,
Ömrün her dakikasını hesapta tutarak.
Bu şiir size çok şey anlatır,
Bu şiir gönüllerde Ergenekon yaşatır.
Altaylara damga vurup tarihi sırtında taşır,
Bu şiir benim sevdamı anlatır.
Surlarda Ulubatlı Hasan olur,
Ya rab,
Ben zerresiyim deryadan kopan damlanın.
Sen deryasısın derya sandığım damlanın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!