Yıllar yılı topraklarınızı aşındıran ayaklar nerde
Sizde mi kaderinize terk edildiniz çilekeş yollar
Kırık bir testi gibi parça parça edilip
Sizde mi sürgüne mahkum edildiniz yollar
Güneş ve ay semada sizi selamlarken
Kara bir sevdadır göç mevsimi
Ayak yalın, gözler kısık, toprak suskun
Sevdası bütün evrene yayılır
Kanatları yorgun göçmen kuşların
Göç eder her canlı her fikir değişir
Değişmeyen tek bir şey vardır
Düşler sokağında kaybettim hayallerimi
Sabahlara bir türlü çıkamıyorum
Henüz gün doğmadan
Uykuya hasret karanlıkları
Ardımda bırakarak
İnsan istifi
Şehirlerin üstünde kara bulutlar
Kara bulutların ardında ölüm
Zincirlerini çöz ve deli gibi es
Söyle örgü örmeyi bıraksın kadınlar
Baltaları çıkar Jackues
Hangi diyarlardan gelir bilmem, gülüşün
Sesin hep kulaklarımda
Yıldızları
Uzak karanlıklara sürdü
Ansızın, sessizce gidişin
Uzaklara bakıyor
seni arıyor gözlerim.
Hep yağmurlu
birazda soğuk
özlem denizindeki
sensiz güzlerim.
Zaman bilmez, mekan bilmez
Mevsimsiz açar hep sevda çiçeği
Bazen çölde çiçeğe durur
Bazen çöplükte
Adamı hasta eder, sebebi bilinmez
Ne bela şeydir bu sevda çiçeği
Sobada pişmiş
Köy ekmeğini
Tarladan aşırdığım
Çamurlu bir soğanla
Küfür çıkmamış
Temiz ağzımda
Bizim buralarda
Hayat başkadır
Çehresi
Soğuk camlardır
Asi rüzgarın
Bir çocuk
Gözlerim
Açılan kapı eşiklerinde
Nereden ve ne zaman
Geleceksin bilmiyorum
Bakalım tanıyabilecek misin
Geride bıraktığın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!