Neyine güveneyim dünya senin
En sevdiğimi elimden alansın
Vermedin hiç fırsat mutlu olalım
İçinden çıkılmaz derde salansın
Ne kadar çok uğraşsam da mutluluk
Niçin bu kadar geç çıktın karşıma
İl il dolaştım bulamadım seni
Lakin hızla daldın gönül çarşıma
Ümidim tükenmişken gördüm seni
Farklısın bu yörenin kızlarından
Farklı yerlerden geldik toplantıya
Dostları gördük bak şu rastlantıya
Güzel görünüyor bina değişik
Karşıladı bizi sayın BİRİŞİK
Boşuna gelme biz tedbiri aldık
Hepimiz birleştik bir çare bulduk
Çok şükür bir anda Müslüman olduk
Değiştir yolunu git başka bir yere
Biz biliriz ağlamayı gülmeyi
Yaşım 40’ı geçti dayandı elliye
Sarılamadım henüz ince belliye
Uğraşırım yıllardır görmezler beni
Böyle giderse dönerim bir deliye
Nereye gittiysem hep sorun oldu yaş
Dertten kederden bir kenara büzülen
Her zaman gözlerinden yaşlar süzülen
Durmaz dinlenmez feryat figan edersin
Duyan da sanır ki tek sensin üzülen
Her gün başka yerden derisi yüzülen
Gözümden gitmez çocukların bakışı
Babaları vurulmuş mescid çıkışı
Dünyanın gözleri kör kulaklar sağır
Durmuyor ne yazık ki bu kan akışı
İnekler kesilince süt vermez oldu
Ekilen ürünler tarlalarda soldu
Evine et, yoğurt alamadan giden
Vatandaş Rıza’nın gözleri yaş doldu
Kuyrukta vatandaş ucuz ne bulursa
Rabbim verdiği emaneti aldı
Bizleri derin acılara saldı
Sen giderken bizlere bıraktığın
O güzel gülüşün hatıra kaldı
Biraz erken mi oldu ne bu veda
Gelirim sandın salını salını
Uzattık al sana Zeytin Dalı’nı
Sana papuç bırakacak değiliz
Çok ümitlenme keseriz yalını
Her nereye baksan ateş çemberi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!