Sahipsiz olmayan bir yerin sahibi de değildim.
Sadece bir istek ile yürüyordum,
Onun olmak…
Kudretini hesaplayamadığım yüce yaradan,
Beni ona mahkûm etti derken kendime,
Bazen yağmurlar durultur içimi,
sen yoksun sanarım o an,
bilirim varsındır ama benden uzakta,
keşke hep olsak yan yana...
yürek bu anlatılamayan bir korkuya sarlmış,
Güneş o varken önüne bulut çekerdi,
Bulutlar o varken yere yağmur olur inerdi…
O! 18.000 alemin nuru,
Muhammed Mustafa (s.a.v) idi…
Geceye dolunaydı,
özlemek bu kadar acı verirmi insana
ve bu kadar yalnızlıklardayken
bir dostun yokluğu
koyarmı bir insana?
Meğer koyuyormuş yüreğinin taa içine
Zamanın içinde kaybolmuş bir yolcu,
Hakikatten uzak bir doğru,
Yalnızlığa mahkum bir beden,
Ve maalesef sensiz bir aşk...
Yıkılmışlığın göstergesinde takıla kalmışlık,
Hani kavruran gözlerim dermanda olurdu ya sana!
hani gök maviyi geceye çakardı ya bakışlarım,
hani gece gözlerim denizi dalgalandırırdı ya...
yüreğimin sonu
en sevdiğimden daha sevdiğim...
Dünyayı başıma yıktılar!
Bunu maharet saydılar…
Halbuki bunu yapanlar,
Maharetin insan olmak olduğunu anlayamadılar..
Bir yudum sudan olduğumu,
benden saklanıamazsın
git götür ruhunu ve dene...
ama unutma benden saklanamazsın
git götür kaçır yüreğini....
kelimeler içerisinde yanlızlık saklı
Benim adım …
Ne fark eder ki?
Ayşe, Zühre, Neşe…
Çocuk pornosuna kurbanız işte…
Yaşım yedi, on bir, on üç,
Yine tüm kararsızlığım üstümde!
Karman çorman bugün!
Sanki biri beni etkilemeye çalışıyor...
Sanki Evet yada Hayır de diyor...
Halbuki ben kararsızım!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!