Bazen söylemez insan en güzel şeyleri düşünse bile
Çıkmaz ağzından iki sözcük israf olmasın diye
Yanardağ gibi patlamak ister kelimeler gelince dile
Bir düşünce geçer içinden gene oldu der aynı şey yine
Bumudur yaşanmışlık, bumudur sahipsiz isyan
Karanlık gecenin ruhudur şahit, sessizliğime
Bir büyük fırtına bu şafağın en söküğünde
Karşıktır herşey, aynalar, kitaplar, yazılar
ve karışıktır ruhumun tüm zeka küpleri
Beklenmezdir bu anda en beklenen
Hiç gelmez tanrının şahitleri
Bahtım sığınmış kapkara bir bulutun koynuna
Dinmiyor sıkıntım, dinmiyor derdim
Biçare katlanıyor insan, kaderin oyununa
Çalışsamda olmuyor, hayat okulundan terkim
Sanırdım sanki bir güneş doğacak
Dik durmalısın oğlum ne olursa olsun dimdik
Eğilmemelisin ne düşmana nede dost sandıklarına
Vakit akşam hatta gece geç bile olsa şimdik
Dönüpde bakmamalısın zaten önce yandıklarına
Korkmamalısın oğlum kaderinin karasından
Mutluluğun sonsuz tarifi vardır
Kimisi sevmek kimisi dokunmaktır
Bazen görmek, bazen ağlamaktır
Susmakdır bazen, sessiz kalmaktır
Benim için mutluluk
Hırsımı eritmeye yanardağlar yetmez,
Bu evrenin sıcaklık anlayışı yetmez
Güneşler, yıldızlar, Gordon ateşleri yetmez
Bir yandım mı ben, kor olurum hiçbir şey değemez
İçimde birdir dışımda,
Bir defa aşık oldum
Nefesim kesildi
Bitmeyecek sanmıştım
En tatlı yerinde bitti
Nerelere yazayım şimdi
Döndüm döndümde yine geri geldim
Daha önce geçtiğim yollardan
Sana aşık olanda seni sevende bendim
Hiç umursamadığın zamanlardan
Bırakıp gittikçe beni
Sen yüreğimde dört mevsim gibisin
Her mevsim başka çiçek
Gönlümde açan sensin
Şimşekler çaktığında
Gün Akşam olduğunda
Yalnız aşklara yelkendir bu açılan
Dört köşe bir ömürden etrafa saçılan
Bitmez mi çekilenler geleceğe umutlar
Nasıl bir duygu oldu bu artık kaçılan
Bir köprünün iki ucundayız sanki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!