İlk Okulu Tarsus / İÇEL, Orta Okulu Kuşadası / Aydın,Lise Öğreniminide İzmit / Kocaeli'inde Akşam Ticaret Lisesini Gündüzleri çalışarak tamamladı...!
Lise öğreniminin O tomurcuklu yıllarında..!
Tiyatro ile ilgilendi..!
Kocaelide ilk amatör tiyatronun doğuşuna bir kaç arkadaşı ile katkıda bulundu..!
İlk oyunları, İlhan Püsküllünün eseri,'Meşelik' uzun bir çalışma dönemine rağmen sahnelenemeden yasaklandı..!
Aslında beşeriyete hizmet eden bir tıp Doktoru olmalıydı..!
Çukurova Tıp diye başladı, Binası olmayan bir Ünüversiteyi, Hacettepeden sonra Erzuruma göndermeleri sonucunda ancak 1.5 dönem dayanabildi..!
Ah o gurbet yokmu..!
Fazlasına Dayanamadı...!
Kışın ayazına, Sevdanın yollarına..Döndü,
Marmara İşletmede kalakaldı. 1976 da mezun oldu..
Şimdilerde Mali Danışman...
Belki Beşeriyete sağlık yolu ile hizmet edemedi ama Nöbetçi Danışmanlığa ve Yazmaya
hala Devam ediyor..!
Eserleri
1990 lı yıllarda, Mesleğinin Dürtüsü ile, OrtaAsya Türki Cumhuriyetleri ile Türkiyenin,Ticari ve Mali Entegrasyonu hakkında Kaynak bir kitap için kolları sıvadı..
Ne yazık ki yıllarca süren özverili çalışmalarının sonlarında, Asrın Felaketi 99 Depremi ile Çalışma Mutfağı,Evi,Ofisi yok olunca yılların emekleri,birikimleri, çalışma disketleri vb.de yok oldu..!
Enkazdan canını zor kurtarmıştı..!
Ve Onun için bir milat oldu..!
Aylarca Deprem Bölgesinden özverili çalışmaları ile katkıda bulunmak ve yaşamını kaybeden dostlarının anısına ayrılamadı.!
Kendi imkanları ile (Aslında biricik oğlu Ilgaz'ın) satın aldığı çadırında..
Toplum davranışlarını, çadır yaşantılarını,çektikleri sıkıntıları izleyerek,
'UMUT',
UMUT1 yazıları ile, kendi iç dünyasından
'Sabahlar İsterdi''
'Çınar',
'İncilerim' adlı kısa denemelerini kaleme aldı...
İnsanlara lütuf gibi sunulan Prefabriklerde 40 gün süren bir gözlemle ikame sonunda, aslında bunların TEMERKÜZ kapmından öteye gitmeyen İnsanlık ayıbı olduğunu haykırdı.!
TEMERKÜZ Kampı Döneminden bir kesit olarak kısa denemesi,
'Pelin' i yazdı..
Hiç bir yerlerde yayınlatamadı...
O dönemlerde,
'Armut'
'Armut1',
'Verginin Sosyolojik ve Psikolojik Yapısı' 1-2-3',
'Sosoyal Güvenlik Rezaleti',
'Afmı? Terkinmi? ',
'Sistem',
'Bir Mali Müşavirin Feryadı',
'Vergi Yasları1-2',
'Love Sıne quanon ' gibi Toplumun Sosyolojik sorunlaranına Işık olmaya çalışan Akademik makale ve denemelerini Kaleme aldı..
O yıllarda, 2. Eşinin kurduğu Kule dergisinde Editör ve Mali Danışmanlık Görevlerini,maddi ve manevi özveri ile Yürüttü.!
Bu dönemde ayrıca mali müşavirlik hayatına devam ederken,1.İnşaat Müteahhitliği sırasında yaptığı, İnşaatların Depremden hiç etkilenmesi ile yakın çevresi ile, İnş.Müh. can dostu Mehmet Serenli'nin teşfiki sonucu 2.İnşaat Müteahhitliği denemesine soyunarak, 2 güçlendirme site inşaatlarını yaptı..!
Mağlesef 1.de olduğu gibi buradanda emeğinin ve masraflarının karşılığını alamadı. Kırıldı...!
98 yılında tanıştığı, Edebiyat ve Aşk Yaşamının dönüm noktası olan, Bugün bile sevgi ve saygı ile anarak unutamadığı, şair ve yazarın etkisinde kalarak bir çok şiire ve en önemlisi...
'Yağmur Leylim''e imza attı..!
Ülke, Millet Menfaati Gütmediği hiç bir kesimde bulunmadı.! Kişisel özgürlüklere sonuna kadar inandı ve savundu..!
Aykırı davranışları ve kişiliği, ' Zihniyet Devrimini',
'Ahlak Erozyonuna' Uğramadan Tamamlamasında önder oldu..
AŞK'sız bir Yaşamı, Dalsız ve Yapraksız Çınara benzetti...!
Aşkın Allahın bir lütfu olduğunu ve AŞK sız bir yaşamın, birlikteliğin olamayacağını hep ve hala savundu..!
Yaşamının her karesini AŞK ile yoğurdu...!
Ve Maddi hiç bir Değerin onun yaşamında hiç bir zaman Ön planda yer almasına müsade etmedi..!
İlkelerindende asla ödün vermedi..!
7 yıldır ve Şimdilerde Yerel Dergiler, zaman zaman Yerel Basında, (Kocaeli Gazetesi-Tekstil Life-Ekonomi Lifel-Metropol) beşinciiklim ve Uzmanınız Diyorki köşelerinde Deneme,Akademik Yazı ve şiirleri ile kendisine Milattan sonra yeni bir Dünya kurdu..!
Canı kadar sevdiği, Hekim bir kızı ve Uzatmalı, Ünüversiteli, şimdiler de Müşavir olan bir oğlu bulunmakta olup, Yaşamını Yalınız ve Bekar sürdürmektedir..!
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
MERHABA...GÜNE VE GÜZELLİKLERE...ŞİİRLERİNİZ ÇOK GÜZEL.....ÖNCELİKLE BEŞİNCİ İKLİM VE SEN......AYRICA YAĞMUR LEYLİM DE ÇOK GÜZEL....BEN ŞİİR YAZAMIYORUM AMA DÖRTLÜKLER KARALAYABİLİYORUM.....SEVGİYLE KALINIZ.........KAMRAN..........