biliyorum
biliyorum anne
artık güneşin erken
ayın geç battığını
gökyüzünün her ağlayışında
gözlerinin bir başka renge böründüğünü
aşkımıza diktiğim
çam ağacımız,
şehrin tozunu, dumanını yutan
okul bahçemiz,
ve çardağımız,
üzüm ağacımız,
yine de benim
sana yağmurları getiren
yine de benim
baharları sana sevdiren
umutlarına umut
karanlğına
senle sonbaharda karşılaşmalıyız yine
bir eylül sabahında
ansızın gözlerine değmeli gözlerim
ve bir yağmur tanesi gibi
içime akmalısın sere serpe..
neden böyle dalgın
neden konuşmuyor hiç
elleri çenesinde
pencere kenarında
bir kıpırtı desen yok
aslında bakarsan sevgilim
biz seninle dünü bile yaşamadık
çünkü
hiç bir zaman
anılarımıza kanat verecek
kırlangıç sürülerimiz olmadı seninle.....
gülüşlerin bana olmalı
bana olmalı sevinçlerin
kahkahalarınla içimi okşamalısın
ve bakışların
bir tek bana bakınca anlam kazanmalı
garip bir düştün belki
veya hayali bile yasaklanmış
bir tutsaktın yüreğimde.
bedenimi kor kor yakan bir kıvılcım
ve sol yanımdın sancılı gecelerimde
yaşlanmak geliyor içimden
yaşlanmak dostlar
ve bir kadehte sevgiliyi unutmak
bütün hasretleri içimde bırakıp
silvanın herhangi bir sokağında
hurdalanmış bir duvarın gölgesinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!